YARIM KALMIŞ HAYATLAR

3936

Şöyle bir etrafınıza baktığınızda biyolojik yaşı ile fiziksel görünümü arasında negatif anlamda farklılık olduğunu düşünebileceğimiz birçok insan görebiliriz. Yorgunluğun, bitkinliğin, umutsuzluğun her hücresine işlediği, yüzünden bezginlik ve çaresizliğin okunabildiği bu insanlarımız, köşelerinde yaşamlarının sonlanmasını beklemektedirler.

Bireyin kendi tercihleri, yaşamsal olanakları yaşadığı hayatı kolaylaştırır ya da zorlaştırır. Yorgunluklar, pişmanlıklar yeni kararlar almakla ilgili sağlıklı düşünmekten uzaklaştırabilir. Mücadele etme gücünü kaybedebilir. Hayata dair sabretme ve mücadele gücünü kaybetme hissi yorucu bir durumdur. Sosyal ve ekonomik koşulların hep aleyhine işlediği durumlarda birey kendisini çaresizlik sarmalında hissedebilir.

Yazının başlığını seçerken bu konuda aklıma ilk gelen örnek Yüce ATATÜRK oldu. Büyük Türk Milletine çaresizce beklemek yerine mücadele etmeyi öğreten Atamız, eğer yaşasaydı insanlarımızdaki bu atalet ve boşvermişlikle ilgili neler düşünürdü acaba? Bize Türk olmayı, çalışkan olmayı öğreten yüce insanı düşündüğümüzde elli yedi yaşına kadar kendisi için bir şey yapmadan hep vatanı ve milletini düşünerek yaşamıştır.

Atatürk’ ün acaba yarım kalmış bir hayatı var mıdır?

Evet Atatürk’ ün yarım kalan bir hayatı vardır diyebiliriz belki de ancak yaşadıklarını ve Yüce Türk Milleti için yaptıklarını düşündüğümüzde fazlasıyla verimli bir hayatı olmuştur. Aslında düşünmemiz gereken belki de verimlilik kavramı olmalıdır. Atatürk’ün kazanımlarını kendisi için değil de milleti için planlaması fazlasıyla verimli bir yaşam sürmesini sağlamıştır.

Atatürk hiç mi çaresiz, umutsuz, bitkin olmamıştır? Elbette o da bu durumları yaşamıştır ama lider olmanın getirdiği öngörü ve mücadeleyi sürdürme zorunluluğu sayesinde farklı planları uygulama becerisini kullanmıştır.

Atatürk bize her şeyi kabullenmemeyi, faklı düşünmeyi, onurlu olmayı, iradeli olmayı, üretmeyi öğretmeye çalışmıştır. Vazgeçmek yerine faklı planlar uygulayıp amaçlarımızın gerçekleşmesi bilincini her fırsatta hatırlatmıştır. Asil Türk Milleti’ nin yarım kalmış hikayesi olmasın diye Cumhuriyet rejimini ilkeleriyle beraber uygulamaya koymuştur.

Liderler yeteneklerinin farkında olup kriz durumlarında bu yeteneklerini kullanarak yeni çözüm bulmaları konusunda diğer insanlardan farklıdırlar. Atatürk milletini ulus yapabilmek için liderlik vasıflarını kullanmaya zamanı kısıtlı da olsa elinden gelenin en iyisini yapmıştır. Atatürk herkese kendi lideri olmayı öğretmiştir TÜRK ÖĞÜN ÇALIŞ diyerek.

Peki biz Atatürk’ e layık bir Türk Vatandaşı olarak mücadele edebiliyor muyuz yoksa vazgeçip köşemizde olan biteni pasif ve çaresiz bir biçimde izlemekle mi yetiniyoruz?

Çocuklarımıza örnek birey olmanın ilk yolu Cumhuriyet kazanımlarını unutmamak, adil ve çalışkan olabilmektir. Her Türk vatandaşının Atatürk ilkelerini düşünerek hikayesini yarım bırakmayacağı umutlu, sağlıklı ve CUMHURİYETLİ günler diliyorum.

Kutlu olsun yüzüncü yılımız.