Yüksek faiz dönemlerinde bile arsa ve arazi fiyatlarının mevduat faizlerinin çok üzerinde getiri sağladığını belirten Ergin Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Ergin Kılıç, "2022-2024 arasında TÜFE bazlı reel faizler negatif seyrederken, Balıkesir ve Çanakkale gibi bölgelerdeki arsa fiyatları yüzde 80 ila yüzde 150 arasında değerlendi. Bu veriler, arazinin sadece bir alternatif değil, reel bir yatırım aracı olduğunu net biçimde ortaya koyuyor" dedi.
Yatırım kararlarını etkileyen temel makro dinamiklerin artık
sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel faktörler olduğunu
vurgulayan Ergin Kılıç, küresel ısınma, su kıtlığı ve aşırı
sıcaklar nedeniyle iklimsel olarak daha yaşanabilir bölgelerin ön
plana çıktığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"İklim temelli göç hareketleri, artık sadece gelişmekte olan
ülkelerde değil, Türkiye gibi orta gelirli ekonomilerde de
yatırım eğilimlerini şekillendiriyor. Bu çerçevede Güney Marmara
Bölgesi, özellikle Balıkesir ve Çanakkale illeri; ılıman iklimi,
tarımsal üretim kabiliyeti ve İstanbul-Bursa-İzmir üçgenine
yakınlığıyla öne çıkıyor. Bu şehirlerde arazi yatırımı sadece
değer kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğin yaşam alanı
yatırımı olarak da tanımlanıyor. Diğer bölgelere baktığımızda
Konya'nın Hadim ve Taşkent bölgeleri ile Alanya'nın dağlık
alanları hem deprem güvenliği hem de iklimsel açıdan uygun ve
gelişime açık araziler olarak talep görüyor."
Ergin Kılıç, arazi yatırımı yaparken yatırımcıların profesyonel bir bakış açısıyla hareket etmeleri gerektiğini vurguladı. Sadece duygusal ya da sezgisel kararlarla değil, altyapı projeleri, bölgesel kalkınma planları ve tapu hukuku gibi teknik veriler ışığında pozisyon almanın şart olduğunu söyledi. Kılıç, yatırımcıların dikkat etmesi gereken başlıca noktaları şöyle sıraladı:
"İmar Planı ve Gelişme Alanları: Belediye ve il özel idarelerinin
planladığı genişleme bölgeleri incelenmeli. Plansız bölgeler
cazip fiyatlarla öne çıksa da uzun vadede yatırımın tıkanmasına
sebep olabilir.
Ulaşım ve Lojistik Projeleri: Yeni otoyol, köprü ve demiryolu
hatları çevresindeki araziler, kamu yatırımlarıyla birlikte
değerini katlar. Örneğin 1915 Çanakkale Köprüsü, Lapseki ve
çevresinde arsa fiyatlarını 2 yıl içinde üçe katladı.
Tapu Niteliği: Hisseli tapularda alım-satım süreçleri karmaşık
olabilir. Bu yüzden müstakil tapular ve varsa ifrazlı
(parçalanmış) araziler tercih edilmelidir.
Verimlilik ve Su Kaynakları: İklim kriziyle birlikte gıda üretimi
stratejik hale geliyor. Tarıma elverişli, suya erişimi olan
araziler hem gelir üretir hem de hızlı değer kazanır."
Finansal piyasalardaki dalgalanma, döviz kuru riskleri ve negatif reel faiz ortamının bireysel yatırımcıları daha somut ve kontrollü yatırımlara yönelttiğine de dikkat çeken Ergin Kılıç, arazi yatırımının bu boşluğu doldurduğunu söyledi. Kılıç, "Topraklarımız sınırlı ve nüfusumuz artıyor. Bu basit denklem bile bize arazinin neden bu kadar kritik bir yatırım aracı olduğunu anlatıyor. Özellikle Türkiye gibi tarım potansiyeli yüksek ancak kentleşme baskısı altındaki ülkelerde, doğru konumdan alınan bir arazi hem portföy çeşitliliği sağlar hem de enflasyona karşı güçlü bir kalkan görevi görür. Arazi yatırımı salt bir gayrimenkul tercihi olarak görülmemeli. Bu, aynı zamanda iklim, gıda, demografi ve ekonomi ekseninde geleceği okuma biçimidir. Bugün Güney Marmara'da alınan bir dönüm tarla, yarının altın rezervi olabilir" dedi.
(İHA)