Şavak Aşireti'nin yaylalardaki zorlu mesaisi günün ilk ışıklarıyla başlıyor. Küçüğünden büyüğüne herkesin omuz omuza verdiği bu üretim süreci, sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir kültür mirası olarak yaşatılıyor. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki kez sağımı yapılan koyun sütü, şirdan maya ile mayalanıyor. Tulum peyniri, geleneksel usullerle peynir çadırlarına taşınıyor ve burada ilk olgunlaşma aşamasına bırakılıyor.
Üretici Mustafa Gün süreci şu sözlerle anlattı:
"Sabah saat 10.00 ve 16.00'da sağımlarımız oluyor. Sütleri şirdan
maya ile mayalıyoruz. Atlarla yaylalardan peynirleri çadırlara
getiriyoruz. Burada çuvallara koyup 15 gün bekletiyoruz. Sonra
Kemah tuzu ile baskı yapıyoruz ve 4 ila 7 gün dinlendirdikten
sonra soğuk hava depolarına gönderiyoruz."
Erzincan merkezdeki tesislerde ise peynire son dokunuşlar yapılıyor. Soğuk hava deposu sahibi Nihat Baydil, "Yayladan gelen taze peyniri 10 gün bekletip tuzluyoruz. Sonra bez çuvallara koyup bir hafta on gün daha dinlendiriyoruz. 120 gün olgunlaştırdıktan sonra 25 kiloluk, 5 kiloluk ve 1 kiloluk paketler halinde Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyoruz" dedi.
Şarküteri esnafı ise Erzincan tulum peynirinin gördüğü ilgiden memnun. Esnaf, "Bu peynir hem lezzeti hem doğallığıyla halkımızın sofrasında aranan bir ürün. Erzincan'dan Türkiye'nin her köşesine güvenle ulaştırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Erzincan tulum peyniri, zorlu ama bir o kadar da gurur verici bir emeğin eseri olarak sofralarda yerini alıyor ve bölgenin kültürel zenginliğini her lokmada hissettiriyor.
(İHA)