Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, geçtiğimiz günlerde TBMM’de onaylanarak yürürlüğe giren Tarihi Alan Başkanlığının sınırlarını yeniden düzenlenmesi ve aynı zamanda Çanakkale Savaşlarında kullanılan savaş obje ve malzemelerinin taşınır kültürel miras kapsamına alınması hakkındaki kanun ile ilgili olarak bir basın toplantısı düzenledi.
Çanakkale Savaşlarının kentin hem Anadolu hem de Avrupa yakasında yaşandığını ve söz konusu yasa ile birlikte Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının her iki kıtadaki savaş alanlarının düzenlenmesi ile ilgilenebilmesinin önünün açıldığını belirten Kaşdemir, şunları söyledi:
“Geçtiğimiz günlerde kamuoyunun da yakından takip ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Çanakkale'yi tarihi alanımızı ilgilendiren birkaç kanunda değişiklik yapıldı. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı, Çanakkale Savaşları 100.yıl dönümüne giderken 2014 yılında 6546 sayılı kanunla kurulmuş ve o günden beri de görevini ifa etmektedir. Tabii görev süremiz içerisinde bir takım eksiklerin olduğu tespit edilmiş ve bunlar, ilgili kurumlarla paylaşılmıştır.
Aslında hem kamuoyunun hem de bizim uzun zamandan beri dillendirdiği, özellikle Çanakkale Savaş alanlarının Anadolu Yakasında da olduğu ve Tarihi Alan Başkanlığımızın buralara da hizmet üretmesi gerektirdiği kanaati herkes tarafından malum olmuştur. Biz de Tarihi Alan Başkanlığı olarak çalışmalarımızı yaptık. Kanunla ilgili taleplerimizi ilgili mercilere ilettik ve geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisimizde kanun tasarısı görüşüldü ve en son Resmi Gazete yürürlüğe yayınlanarak yürürlüğe girmiş oldu.
Özellikle bu kanunla alakalı önce Sayın Cumhurbaşkanımıza, Meclis Başkanımıza, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza ve parlamentonun çok değerli milletvekillerine çok teşekkür ediyoruz. Hususen de Çanakkale milletvekillerimiz Sayın Ayhan Gider, Sayın İsmet Güneşhan, Sayın Özgür Ceylan ve Sayın Rıdvan Uz’a çok teşekkür ediyoruz.
Bu kanunun içeriği olarak da özellikle tarihi alanın sınırlarının değişmesi konusunda kamuyu, kamuoyunu, Çanakkale'yi aydınlatmak bir görev haline geldi. Çünkü birçok konuşma geçmeye başladı. Tarihi alan genişliyor, tarihi alan büyüyor, nerede genişleyecek, nerede bitecek? Bu konuların cevaplanması gerekiyor.
Öncelikli olarak biz şu anda kanun Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe girdikten sonra hemen başkanlık olarak çalışmalarımızı başlattık ve ilgili kurumlarla çok yakında hem teorik olarak hem de sahada çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Önce şunu belirtelim; Çanakkale tarihi alanının özellikle Anadolu Yakası'nda tekrar var olması için savaşın geçtiği noktaları tespit ediyoruz ve yapılacak çalışmalar sonundaki amacımız bir alan olarak değil, bir büyük arazi, alan değil de daha çok spesifik olarak yani parsel bazında Çanakkale Savaşı ile alakalı noktalarda tarihi alan bağlantı noktası teknik ifadesiyle bağlantı noktası ilan edip; buralarda Tarihi Alan Başkanlığı olarak hizmet vermek istiyoruz.
Bugüne kadar niye bakamadık buralara? Çünkü bizim mevcut kanunumuzda, daha önceki kanunumuzda Çanakkale tarihi alanın sınırları koordinatlarla belirliydi. Dolayısıyla biz karşıda Gelibolu Yarımadası'nda koordinatlarımızın belli olan yerler dışında özellikle Çanakkale tarafındaki, Anadolu tarafındaki Kumkale gibi Dardanos Tabyası gibi yerlere hizmet götüremiyorduk. Kanundan kaynaklı problemimiz vardı. Şimdi çözüldü inşallah.
Daha tam olarak netleşmedi ama çalışmalarımız devam ediyor. Niyetimiz şu: Tarihi alanın bağlantı noktası olarak sadece parsel bazında bir belirleme yapmak istiyoruz. Yani bir büyük alanı tarihi alan ilan etmek istemiyoruz.
Örneğin, sadece Kumkale Kalesinin olduğu yeri, örneğin sadece Dardanos'taki Hasan Mevsuf Şehitliği'nin olduğu yeri, örneğin Hamidiye Şehitliği'nin olduğu yeri, Çanakkale Merkez'deki örneğin askeri hastanenin sadece olduğu yeri ve şehitliğin olduğu yeri, tarihi alan bağlantı noktası ilan edip, Tarihi Alan Başkanlığı olarak buraya hizmet götürmek istiyoruz.
Takdir edersiniz ki buralar şu anda boş bırakılmış ve herhangi bir hizmetin yapılmadığı yerlerdi ve buralara da hizmet götürmek özellikle Tarihi Alan Başkanlığı olarak bizim için çok önemliydi.
Bu kanuni düzenlemeyi açtıktan sonra inşallah nasıl tarihi alan, yarımada, oradaki şehitlikler, tabyalar, kaleler çok harika bir hale gelmişse; muhteşem bir çalışma yapılmışsa, Tarihi Alan Başkanlığı olarak biz Anadolu tarafında savaşın cereyan ettiği yerlerde aynı çalışmaları yapmak istiyoruz ve burada ihtiyaç olduğunu herkes biliyor.
Şimdi örneğin Kumkale zamanında işlev görmüş. Fakat şu anda oradan çekilinmiş ve herhangi bir kimsenin tasarrufu altında olmayan fakat metruk halde bulunup; gerçekten bakıma muhtaç hale gelmiş ve göze hoş görünmeyen, yakışmayan bir durumda. Derhal hızlı bir şekilde buraları Tarihi Alan Başkanlığı olarak ele alıp buralarda hizmet etmeye başlamak istiyoruz.
Aslında Çanakkale Savaşları bir bütün. Hem savaşlar Gelibolu Yarımadasında, şu anki tarihi alanın da içerisinde cereyan etmiş hem de Anadolu tarafında cereyan etmiş. Hem deniz savaşları hem de kara savaşları. Biz Tarihi Alan Başkanlığı olarak yaklaşık 10 yıldan beri Çanakkale'nin diğer yakasını yani Eceabat tarafındaki yakasını ihya ettiğimizi düşünüyoruz.
Devletimizin bütün kurumlarıyla, bütün diğer ilgililerle birlikte, bölge halkıyla birlikte karşı taraf, tarihi alan Eceabat tarafı hem Türkiye'de hem de dünyada örnek gösterilen, parmakla gösterilen bir hale geldi çok şükür. Niyetimiz Çanakkale'nin bu tarafına da geçmek. Yani diğer yakasına, Anadolu yakasına da geçip Çanakkale'nin iki yakasını bir araya getirmek istiyoruz.
Çanakkale'nin iki yakasına da hizmet etmek istiyoruz. O yüzden bu kanunla beraber şimdi çok yakın zaman içerisinde çalışmalara başlayıp tarihi alanın sınırlarını tespit edeceğiz.
Tabii bununla birlikte sadece tarihi alan bağlantı noktaları değil önemli bir konuda Çanakkale'deki savaşlar arasındaki harp malzemeleri, savaş malzemeleri herhangi bir denetime tabi olmadan çok ilgisiz mecralarda el değiştiriyor, satılıyordu. Herhangi bir koruma yoktu bunlarla alakalı. Dolayısıyla bu da bir eksiklikti.
Şimdi artık bundan sonra Çanakkale savaş objeleri, savaş malzemeleri de bir kültürel miras haline gelip denetime tabi olmuş olacak. Bu konuyla alakalı da hemen çalışmalarımızı ve yönetmeliğimizi tamamlayıp ilgili kurumlarla görüşüp artık Çanakkale savaş malzemelerinde bir taşınır kültürel miras korunan miras haline getirmek istiyoruz.
Takdir edersiniz ki zaman zaman çarşıda pazarda bile Çanakkale savaş malzemelerinin satıldığını görmek çok doğru bir durum değildi. Bu eksiklik de giderilmiş olacak inşallah. Tabii ki bir diğer konu da kurulumuz var bizim. Fakat kurulumuzun bazı konularda yetkisi yoktu.
Artık bundan sonra doğal sitlerin belirlenmesi gibi tarihi alan sınırları içerisindeki bütün tanımlamaların sitlerin belirlenmesi gibi birçok konularda sadece Çanakkale Savaşları tarihi alan başkanlığı içerisindeki kurulumuz yetkili olacak. Bu konuda aslında yönetimde birlik anlayışı İyisi de bir örneği ortaya çıkmış olacak. Zaten tarihi alan başkanlığının kurulma gerekçesi buydu.
Tarihi alan başkanlığı kurulmadan önce çok başlılıktan dolayı mesafe alınamıyordu ve dolayısıyla bir karar verme süreci gecikiyordu ve hiç olamıyordu. Alan başkanlığına geçilmesinin sebebi tek başlılık, tek elden yönetim ve güçlü yönetim olması içindi. Tarihi alan başkanlığıyla bu sağlanmıştı. Ufak tefek eksikler vardı. Onlar da şimdi tamamlanmış olacak.
Tabii ki Çanakkale Boğazı'ndaki suyun altındaki kültürel miraslar da var. Artık bu kanunla beraber gerek kıyılar, gerek suyun altında tarihi alan başkanlığımızın uhdesinde ve yönetimine geçmiş olacak. Aslında baktığınız zaman bir yönetimde bütünlük oluşmuş olacak.
Çünkü hem deniz savaşları, hem kara savaşları, hem toprağın altı, hem suyun altı tek elden yönetilirse Bir bütünlük halinde yönetilirse daha iyi olacağı kanaati herkes tarafından hasıl olmuştu. Bu arada şunu da söyleyeyim. Bu değişikliklerin hemen hemen hepsi tamamı oy birliğiyle ve desteklenerek çıkmıştır. Bütün kamuoyu, bütün ilgili makamlar, bütün ilgili kurumlar bu konuyla alakalı desteklerini ortaya koymuşlardır. Halkımız da destekliyor zaten.
Bugüne kadar zaten vatandaşlarımız Çanakkale'nin Anadolu tarafındaki savaş alanlarının da ilgiye muhtaç olduğunu olarak bize bildirmişlerdi. Biz de Tarihi Alan Başkanlığı olarak Çanakkale Savaşı ile alakalı nerede ne varsa hemen derhal hizmet etmek istiyoruz ve çok hızlı bir şekilde de bu konularla alakalı çalışmalarımızı başlatmış olacağız.
“Dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı olduğumuzu tüm dünyaya ilan ettik”
Şunu söylemek isterim; Tarihi Alan Başkanlığı olarak gerçekten iyi bir ekip kurduk. Dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı ve dünyanın en büyük açık hava müzesi olduğumuzu tüm dünyaya ilan ettik. Bunu gerek resmi kurumlar, gerek kamuoyu takdir etmekte ve Çanakkale tarihi alanın gelişimine şahit olmakta.
Çanakkale, zaten birleştiren bir ruh, ortaklaştıran bir ruh. Biz bu çalışmalarımızı yaparken Tarihi Alan Başkanlığı olarak herkesten destek gördük. Nasıl 1915'te Çanakkale Müdafaasında, Çanakkale Savunmasında Türk milletinin bütün unsurları bir araya gelip burada büyük bir zafere imza atmışsa aynı ruhla şu anda biz çalışma yaparken herkes bütün unsurlar herkes bize destek oluyor ve biz de bu destekle beraber çok şükür bugüne kadar başarılı çalışmalar gerçekleştirdik.
Zaten bizim iddiamız şu; Çanakkale bu milletin kalbi, ortak değeri, ortak paydası dolayısıyla Çanakkale olunca herkes birleşiyor. Bugüne kadar ben Çanakkale dendiği zaman ayrışan kimseyi görmedim. Çanakkale dendiği zaman Türkiye'de akan sular durur; kalpler başta atmaya başlar ve Çanakkale herkesi birleştirir. Biz de bu anlayışla bugüne kadar çalıştık.
Yani herkesin birleştiği, ittifak ettiği bir konuda hiç kimsenin kalbinin kırılmasını bile istemedik. Çanakkale dendiği zaman herkesin birleşmesini arzu ettik. Bundan sonra da böyle olacak. İnşallah bu millet bu topraklarda hür ve bağımsız olarak inşallah kıyamete kadar beraber yaşayacak. Ve bu beraber yaşamamızın en büyük referanslarından bir tanesi Çanakkale olacak.
Biz de bu birlik ve beraberlik duygusuna asla halel getirmeden, arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Çanakkale kamuoyuna bu konuyla alakalı bilgilendirme yapmayı arzu ettik. Kafa karışıklığından mahal vermemek istedik. Özellikle Tarihi Alan Başkanlığı olarak Eceabat tarafındaki Akbaş Şehitliğinden öbür tarafa yani Gelibolu tarafına gitmek gibi bir düşüncemiz yok.
Yani bizim sınırlarımız, görev alanımız Akbaş Şehitliğinde bitmiş olacak. Çünkü savaş alanları olarak orasının koordinatları belirlenmişti. Akbaş Şehitliği bizim Tarihi Alan sınırlarımız dışarısında kalmıştı. Şimdi onu da Anadolu tarafı gibi Çanakkale tarihi alanın sınırlarına dâhil edeceğiz. Yani Çanakkale'nin çok değişik mecralarına gelip, tarihi alanın genişleme gibi bir şu anda kanaat ortada yok.
İlk etaptaki düşüncemiz derhal Çanakkale'nin Anadolu tarafındaki Dardanos Tabyası, Hamidiye Bataryası gibi, Kumkale gibi, Çanakkale merkezindeki Çanakkale Şehitliği gibi yerleri öncelikli olarak hedefliyoruz. Önce örneğin şu anda Çanakkale merkezinde bu toplantıyı yaptığımız Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi de buraya dâhil olacak. Burası da bizim koordinatlarımızın içerisinde değil. O yüzden buraları da yasal olarak Çanakkale tarihi alanın sınırları içerisinde almış olacağız.
Tekrar tarihi alanda metfun bulunan bütün şehitlerimizi rahmetle hayırla yâd ediyoruz. O büyük kahramanların hatıralarını her zaman sahip çıkacağımızı, canlı tutacağımızı ifade ediyoruz. Çanakkale'de Cumhuriyete giden yolun ilk başladığı yerdir. İlk adımlarının atıldığı yerdir. Çanakkale bu milletin karar olmuş ufuklarında şafağın söktüğü yerdir.
Çanakkale, Türk milletinin küllerinden yeniden doğduğu yerdir. Çanakkale bir yok oluş sürecinden bir varoluş destanının yazıldığı yerdir. Çanakkale Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün tarih sahnesine adım atıp milletin kalbine girdiği ve buradan çıkıp Kurtuluş Savaşı'na başkomutanlık ettiği ve cumhuriyeti kurduğu yerdir. O yüzden Çanakkale bizim için çok kıymetlidir. Çanakkale tarihi alan bizim gözbebeğimizdir.
Çanakkale tarihi alanı gözbebeğimiz gibi koruyup kolluyoruz. Bütün şehitlerimizi ve gazilerimizi, bu vatanı kurtaranları, Çanakkale'yi geçilmez yapanları, Cumhuriyeti kuranları rahmetle ve hayırla yâd ediyorum.”
“Koleksiyoner ya da yetki belgesi olmayan Çanakkale Savaşları ile ilgili objelere sahip olamayacak”
Açıklamasının ardından gazetecilerin sorduğu soruları da yanıtlayan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Tarihi Alan Başkanlığının özel müzelerde sergilenen eser ya da savaş malzemelerine müdahale edip edemeyeceği konusunda şunları söyledi:
“Şimdi Çanakkale Savaşları'yla alakalı objeler, harp malzemeleri birçok kişide var. Özel koleksiyonlarda var. Hatta birçok köylüde var. Vatandaşta var. Bunları biz biliyoruz. Şimdi bununla alakalı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünde çalışma yapıyoruz. Ve bununla alakalı bir yönetmelik çalışacağız. Bu yönetmeliği ilan ettikten sonra da onlarla alakalı nasıl bir süreç izleyeceğimizi orada belirlemiş olacağız.
Zaten bu konuyu Türkiye'deki en iyi bilen kurum Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü. Onunla beraber çalışmaya başladık ve yönetmeliğimizi hazırlıyoruz. Tabii ki koleksiyoner belgesi olanlar, şimdi de daha sonra da çalışmaya ve bunlarla alakalı müze yapmaya devam edecek. Ama bundan sonraki süreçte koleksiyoner belgesi ve yetkili belgesi olmayan bu objelere sahip olamayacak.
Muhtemeldir ki Tarihi Alan Başkanlığı olarak doğru yer biziz ve biz onları müzelerimizde teşhir ve tanzim edeceğiz. Tabii ki artık yani bundan sonra Çanakkale harp malzemeleri bir taşınır kültür varlığı yani korunan bir kültür varlığı olacak. Bunları bir yerden bir yere nakletmek, kazı yapmak, çıkarmak, satmak, devretmek hepsi suç haline gelecek.”
Kanun ile birlikte yeni belirlenen Tarihi Alan içerisinde kalan balıkçılık ve dalış gibi denizcilik faaliyetlerinin de bundan sonra Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tasarrufu altında olacağını belirten Kaşdemir “Örneğin yapılar, yapılacak işlemler bizden izin alacak. Bizim kurulumuz bu kuruma yetkili olacak. Balıkçılıkla alakalı da bir noktaya kadar ki olan yerlerde şimdi tespitini yapacağız. Takdir edersiniz ki, suyun altında bazı yerlerde çok önemli kültürel varlıkları var.
Buralara çapa atmak, ağ atmak belli kurallara tabi olacak. Bizim amacımız korumak, tarihi korumak. Ve bu koruma adı altında da bütün tedbirleri alacağız. Devletimizin bütün kolluk kuvvetleri bizim her zaman olduğu gibi en büyük yardımcımız.
Örneğin artık GESTAŞ’ın iskeleleri de bizim tasarrufumuzda olacak. Oralardaki çalışmaları da biz planlayacağız. Çünkü tarihi alanın nerede ne olduğunu, hangi yerde tarihi iskele olduğunu, hangi kıyıda bir yaralı sevk edildiğini, altında bir daha önceki tarihi bir mekân olduğunu biz biliyoruz. Dolayısıyla bunları bildiğimiz için de planlama yaparken biz planlayacağız, biz tasarlayacağız, bizden izin alacak. Bu konuyla alakalı çok doğru bir bütüncül yaklaşım olduğu kanaatindeyiz.”
Bugüne kadar tasarrufu askeriye gibi başka kurumlarda olan fakat bu kurumların çekilmesiyle atıl duruma kalan yapılarla ilgili olarak da açıklamada bulunan Kaşdemir “Gelecekte o ilgili kurum burasıyla alakalı bir tasarrufta bulunmayacaksa, buraya herhangi bir hizmet vermeyi düşünmüyorsa biz alıp; hem koruyup hem de orayı güncel hale, ihya edilmiş hale getirmek istiyoruz. Örneğin, Kumkale Kalesi diyelim. Eskiden askeri bir mekândı. Askerimiz oradan çekildi ve şu anda boş, atıl vaziyette. Eğer askeri erkânın burasıyla alakalı gelecekte bir düşüncesi yoksa biz oraya alıp nasıl Kilitbahir Kalesi, Seddülbahir Kalesini restore edip; ihya edip, ziyarete açık hale getirmişsek; orasını da ihya edeceğiz.
Vatandaşımızın özel mülkiyeti ile alakalı hiçbir düşüncemiz yok. Tamamen şu anda bilinen malum olan yerler. Örneğin Hamidiye Tabyalarının hemen 300-500 metre yakınında çocuk parkının orada bir şehitlik olduğunu biliyor musunuz? Muhtemelen Çanakkalelilerin de birçoğu bilmiyor. Hamidiye Tabyalarındaki savaş sırasındaki şehitlerimizi defnettiğimiz yer. Orada beş mübarek şehit yatıyor.
Örneğin Çanakkale Merkez'deki şehitlik. Şimdi zaman zaman valiliğimiz, askeriyemiz, zaman zaman Özel İdare buraya hizmet ediyordu ama şehitliklere hizmet etmek münhasıran bir tarihi alan başkanlığının görevidir. Biz de bu görevi alacağız. Çünkü Çanakkale şehidinin olduğu her yer bizim sorumluluk alanımızdır. Dolayısıyla biz buralarda var olacağız.” diye konuştu.
(HADİYE AYŞE İRİM)