Çanakkale Hilal Sağlık-İş Sendikası İl Başkanı Murat Tecimen son günlerde Çanakkale’de ve ülke genelinde yaşanan akran zorbalığı vakaları ile ilgili olarak basın açıklaması yaptı. Tecimen açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Okullarda Artan Akran Zorbalığına Karşı Sessiz Kalmayacağız
Son zamanlarda Çanakkale'mizde ve ülkemizin farklı illerinde yaşanan akran zorbalığı olayları, eğitim ortamlarının güvenliğini tehdit eder hâle gelmiştir.
Bu durum, yalnızca çocuklarımızın eğitim hakkını değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal gelişimlerini de ciddi biçimde zedelemektedir.
Bir çocuk okulda kendini güvende hissetmiyorsa, o ortamda gerçek eğitimden söz edilemez.
Bu noktada görev sadece öğrencilere değil; öğretmenlere, rehberlik servislerine, okul idarelerine ve ailelere düşmektedir.
Herkes kendi sorumluluğunu dikkatle ve özenle yerine getirdiğinde, akran zorbalığına yer kalmayacaktır.
Eğitimcilerin Vicdani Görevi
Zorbalık yapan öğrencileri tespit etmek öğretmenlerin ve rehber öğretmenlerin asli görevidir.
Ancak bazen görüyoruz ki, zorbalığı yapan kadar görüp de görmezden gelen eğitimciler de çocuklara büyük zarar verebilmektedir.
Bir çocuk yaşadığı olayı anlatmıyorsa, bu onun hatası değil; bizim eksikliğimizdir.
Eğer hâlâ “Bana söylemedi ki” deniyorsa, o çocuk zaten çoktan susmuştur.
Çocuklarımızın bize güveni kutsaldır. Bu güveni boşa çıkarmak, sadece bir öğrenciyi değil, tüm bir nesli kaybetmektir.
Rehberlik Servisleri ve Okul Yönetimleri
Bir öğrencinin hayatına dokunmak, sadece unvanla değil, vicdanla ve sorumluluk bilinciyle mümkündür.
Zorbalığı görüp sessiz kalan bir rehber, rehber değildir; sadece oradadır.
Rehberlik birimlerinin görevi;
Zorbalığı fark etmek,
Nedenlerini anlamak,
Gerekirse ailelerle iletişime geçmek,
Zorbalığı yapan çocuğun iç dünyasındaki öfke ve ilgisizlik kaynaklarını çözmektir.
Unutulmamalıdır ki, zorbalık yapan çocuk da bir yardım çağrısı içindedir.
O çağrıyı duymak ve doğru yönlendirmek, eğitimcilerin asli sorumluluğudur.
Ailelere Çağrı
Aileler olarak çocuklarımızı sadece akademik başarıya değil; empati, saygı ve sevgi değerleriyle büyütmeliyiz.
Evde başlayan sevgi, adalet ve anlayış, okulda da karşılığını bulur.
Aile–okul iş birliği olmadan hiçbir eğitim sistemi tam anlamıyla başarılı olamaz.
Sonuç
Hiçbir çocuk bir başka çocuğun korkusu hâline gelmemelidir.
Hiçbir öğretmen bir öğrencinin sessiz çığlığına kayıtsız kalmamalıdır.
Hiçbir idareci olayları örtbas etmekle meşgul olmamalıdır.
Bugün akran zorbalığına karşı susmak, yarının daha büyük acılarına zemin hazırlamaktır.
Eğitim ancak güvenli bir ortamda anlam kazanır.
Bu nedenle tüm eğitim kurumlarını, öğretmenleri, aileleri ve yetkilileri daha duyarlı, kararlı ve etkin adımlar atmaya davet ediyoruz.
Çocuklarımızın sesi olalım.
Sessiz kalan değil, çözüm üreten toplum olalım.”
(HABER MERKEZİ)