Balkanlar’dan Çanakkale’ye, oradan Türkiye’nin dört bir yanına yayılan geleneksel bir tat var. Macır Böreği, diğer adıyla Soğan Böreği olarak da bilinen bu eşsiz tarif, Çanakkaleli turizm yazarı ve gazeteci Halil Öncü’nün annesinin ellerinden günümüze taşınıyor. Yüzyıllardır sofralarda kendine yer bulan Macır Böreği, Osmanlı döneminde Balkanlardan Anadolu’ya göç eden muhacir ailelerin kültürel miraslarından biri. Bugün özellikle Çanakkale, Edirne, Tekirdağ ve Bursa gibi illerde hâlâ yaşatılan bu tarif, sade malzemeleriyle derin bir tat sunuyor.
Halil Öncü’nün sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda ifade ettiği gibi, Macır Böreği yalnızca bir yemek değil, aynı zamanda kuşaktan kuşağa aktarılan bir yaşam kültürünün, bir göç hikayesinin ve sabrın sembolü.
“Macır” kelimesi, Balkanlar’dan göç eden muhacirleri tanımlıyor. Bu börek de adını onlardan alıyor. Göç ettikleri topraklarda kıt imkanlarla hazırlanan bu tarif, zamanla hem muhacir ailelerin sofrasında hem de yerleştikleri bölgelerin mutfağında vazgeçilmez bir yere sahip oldu. Her katında bir emek, her lokmasında bir hikâye taşıyan Macır Böreği, geçmişle bugün arasında kurulan lezzetli bir köprü gibi.
Soğan böreğinin temel malzemesi kuru soğan. İç harcında tercihe göre biraz kıyma, kırmızı biber, zeytinyağı veya tereyağı bulunuyor. İnce ince kavrulan soğanlar, elde açılan yufkaların arasına kat kat yerleştiriliyor. Üzerine yoğurt ve yumurtadan oluşan sos gezdirilerek fırında pişiriliyor.
Bu basit gibi görünen tarif, aslında sabrın, emeğin ve geleneğin mutfaktaki izdüşümü.
Özellikle Çanakkale’nin köylerinde anneden kıza, büyükanneden toruna aktarılan bu tarif; düğün sofralarının, bayram kahvaltılarının ve özel günlerin vazgeçilmez yemeği olmayı sürdürüyor. Sosyal medya sayesinde daha geniş kitlelere ulaşan Macır Böreği, farklı yörelerde küçük farklılıklarla yapılsa da özünü ve kültürel değerini korumaya devam ediyor.
(ERHAN TAYLAN)