yandexmetrikacounter
Çanakkale Milletvekili Uz’dan Tarihi Çıkış: | Çanakkale Olay

Çanakkale Milletvekili Uz’dan Tarihi Çıkış: “Ne Müslümanlık Ne Türklük Bunu Unutmaz!”

İYİ Parti Çanakkale Milletvekili ve Kurucular Kurulu Üyesi Rıdvan Uz’un TBMM’de hükümete yönelik yaptığı sert konuşma ülke gündemine oturdu. Uz’un FETÖ, APO ve Papa çıkışı sosyal medyada geniş yankı bulurken paylaşım ve yorum yağmuruna tutuldu.

240

İYİ Parti Çanakkale Milletvekili, Kurucular Kurulu Üyesi Rıdvan Uz’un TBMM’de yaptığı sert konuşma Türkiye gündemini sarstı. Uz’un sözleri sosyal medyada geniş yankı bulurken paylaşım rekorları kırdı, binlerce yorum aldı.

Konuşmasında hükümete yüklenen Uz, FETÖ, APO ve Papa vurgularıyla dikkat çekti.

Sosyal medyadan gelen mesajlarda birçok vatandaş "Gerçek vekil konuştu", "Çanakkale’nin gururu", "İYİ Parti son kale" gibi ifadelerle destek verdi.

Kısa sürede ülke gündemine oturan konuşmanın ardından Rıdvan Uz şu mesajı paylaştı: “Biz bildiğimiz doğru yoldan yürümeye devam edeceğiz.”

Rıdvan Uz’un TBMM’de yaptığı konuşmanın tam metni;

“Hatırlayın, bir FETÖ süreci, sonra bir APO süreci, şimdi de bir Papa süreci olmak üzere üçlü bir süreci Türkiye'ye yaşatıyorsunuz. 40.000 kişinin katili bebek katili demiştiniz. "Dem parti siyasi ayağı." demiştiniz. Derhal kapatılmalı. "Anayasa bunu kapatmıyorsa Anayasa Mahkemesi'ni kapatmalıyız." demiştiniz. "Seçimden önce de altılı masa affedecek APO'yu." diye propaganda yapmıştınız. Seçim geçti, seçimin ardından ne oldu peki? APO'ya umut hakkı ve affı ilk sizler dillendirdiniz ve meclise getirdiniz.

Yani 25 Yıllık terör sürecini biz yönetemedik. O yüzden teslim oluyoruz dediniz ama unuttuğunuz bir şey var. Necmettin Hoca var. Hayır ki öğretmen var. Selim Astsubay var. Fatih Başçavuş var. Bunları unutmamanızı tekrar hatırlatmak üzere sizlere bunları söylüyorum. Daha sonra bir FETÖ süreci hep beraber yaşadık. Ne istediğinizde vermedik dediniz FETÖ'ye ve bu FETÖ terör örgütünün başına biliyorsunuz dinler arası diyalog altında hepiniz alkış tuttunuz.

Hatta Hatay'da bir organizasyon yapıp tıpkı İznik'te olduğu gibi papazı, hahamı ve imamı üzerinden geçirerek dediniz ki hepsi bunların Allah'a inanıyor tek bir Allah'a. Peygamber olmasa da olur bak hepsi cennete gidecek diyen FETÖ ile fotoğraf sırasına girdiniz. Süreç bitince darbe sürecini yaşadığınızda da bu papazın yanında FETÖ'nün resimlerini yan yana koyarak kendinizi aklamaya işte bu da kardinaldi zaten demeye kalktınız.

Ama bugün o fotoğraftan FETÖ'yü çıkartıp kendi resminizi koyuyorsunuz. Halbu ki Cenabı Allah ayet-i kerimede ne diyor biliyor musunuz? Siz dinlerine uymadıkça ne Yahudiler ne de Hristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki Allah'ın yolu asıl doğru yoldur. Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan bilmiş ol ki Allah'tan sana ne dost ne de bir yardımcı vardır.

Yani size söylüyor. Siz buna rağmen Papa'yı Önce sarayda, sonra İznik'te ağırladınız. Hani ‘Tele Bedru Aleyna Min Seniyyetü'l Veda veCebe şükrü Aleyna Min Seniyatül Veda’ diye Peygamberimizi sahabenin karşıladığı bir ilahi bir dua vardı.

Diyordu ya "Sen güneşsin, sen aysın, sen nur üstüne nursun, sen Süreyya ışığısın, ey sevgili Er-Resul, ey bizden seçilen elçi, yüce bir davetle geldin. Sen bu şehre şeref verdin. Ey sevgili hoş geldin diye karşılamışlardı ya peygamberimizi. Siz bu ilahi bu duayı maalesef sarayda Papa'ya yaptınız. Bu da size iki cihanda yeter diye düşünüyorum.

Tam 1700 yıl sonra İznik'te Papa'ya izin verdiniz. 1925'te Atatürk bu izni reddetmiş. Sonra hiçbir cumhurbaşkanı ve başbakan bu izne izni vermemiş. Atilla diz çöktürmüş. Sultan Alparslan Paşa diz çöktürmüş. Sultan Fatih diz çöktürmüş. Atatürk bir papazı Türkiye'nin ve İslam'ın hilafına hareket ediyor diye sınır dışı etmiş. Onun cesedini bile 85 yıl sonra alıp getirmişsiniz.

Unutmayın ki bu çok önemli. Ne Müslümanlığı ne de İslam'ı ne de Türklüğü aslında papaya diz çöktürmediniz. Diz çöken sadece sizdiniz. Ne İslam ne Türklük bunun altında kalmayacaktır. Hatırlayın İznik'te papa vaaz veriyor. Vaazında ne diyor? Diyor diyor ki: "Yaradan var, kutsal ruh var, Meryem var. Şirk koşuyor. Papa'nın şirk koştuğu yerde buna müsaade ediyorsunuz.

Bu durumda ben de Makedonya'ya Üsküp'e gittim. Muratpaşa Camii'ne. 1382'de fethedilmiş. O tarihte bir cami yapılmış. Muratpaşa Camii. Bu cami de kurulduğundan bugüne kadar Türkçe vaaz veriliyor. Hem cuma günleri hem pazar günleri olmak üzere Türkçe vaaz veriliyor. Yani Türklük Türk bir yerde kalbi atmaya devam ediyor.

Siz Türkiye'de Türklüğü ayaklar altına alsanız, İslamiyet'i de ayaklar altına alsanız dünya coğrafyasının bir yerinde o ecdadın izleri sayesinde bu kalp atmaya devam ediyor. Peki ne diyordu orada ki vaiz efendi münafıklığı anlatıyor. Üç alameti var dedi. Birinci alameti dedi ki emanete ihanet ederler. Yani İznik'te Müslümanlığa ve Türklüğe ihanet ettiğiniz gibi. İki yalanı çok Söylerler.

Üç ve önemlisi de "Hristiyanlığı ve Yahudiliği dost edinirler." diyor. Bu münafıklığın alametleri.”

(YUSUF SONKURT)
Paylaş