"Hatırlamak yetmez, hazırlanmak gerek!"

Jeoloji Mühendisleri Odası Çanakkale İl Temsilciliği ve Jeofizik Mühendisleri Odası Çanakkale İl Temsilciliği, Marmara Depremi'nin 26’nci yılı dolayısıyla ortak bir açıklama yaptı. Yaşanan acılardan ders çıkarılması gerektiği belirtilen açıklamada, ‘HATIRLAMAK YETMEZ HAZIRLANMAK GEREK’ diyerek yerleşim yerlerinin hızla depreme dirençli hale getirilmesi gerektiği vurgulandı.

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin 26’inci yılında, Jeoloji Mühendisleri Odası Çanakkale İl Temsilciliği ve Jeofizik Mühendisleri Odası Çanakkale İl Temsilciliği yazılı ortak bir açıklamayla, depreme dirençli kentlere vurgu yaparak artık sadece hatırlatmanın değil hazırlanmak gerekliliğinin üstünü çizip depreme dirençli yapılar yapılması gerekliliğini vurguladı. Yapılan açıklamada, “Marmara depremlerinin üzerinden tam 26 yıl geçti, çeyrek asır. Depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Marmara depremleri ve sonrasında gerekli tedbirler alınmadığı için 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde 53.537 vatandaşımız daha yaşamını yitirdi. Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yılında 1924’te, meydana gelen Erzurum depremlerinden günümüze kadar geçen 100 yıllık süreçte, depremler ve diğer afetler sonucunda yüz binlerce insanımızı kaybettik. Bir yanda 6 büyüklüğündeki depremi zarar verici olmaktan çıkartan gelişmiş dünyanın uyguladığı risk azaltma politikaları, diğer yandan 6 büyüklüğündeki bir depremde onlarca binası yıkılan kırılgan bir Türkiye. Bunun en yakın örneğini, 10.08.2025 günü, Türkiye saati ile 19.53'te meydana gelen merkez üssü Sındırgı (Balıkesir) olan 6.1 büyüklüğündeki depremle bir kez daha gördük. Depremi, sadece olduğu zaman hatırlamak, maalesef hiçbir işe yaramıyor. Yaşadığımız acılardan ders çıkarmalı, yeni acılar yaşamamak için hazırlıklı olmalıyız” denildi.

Türkiye’nin, dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerinde yer alması nedeniyle bir deprem ülkesi olduğunun altı çizilen açıklamada, “Bu nedenle, Depreme dirençli kentler oluşturmamız son derece önemli. Zemin ve temel etüt çalışmaları ve raporlarının hazırlanmasının ana bileşeni jeoloji ve jeofizik mühendislerine, planlama ve yapı üretim ve denetim süreçlerinde hak ettiği değeri ve önemi veren bir yaklaşım geliştirilmelidir. Yeni yapıların yönetmeliklere uygun yapılmasının sağlanması yanında, eski yapıların da hızla dönüştürülmesi, başta deprem olmak üzere şehirlerin afetlere hazırlıklı hale getirilmesi şart. Türkiye`de 10 milyon civarında olan yapı stokunun 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsündedir. TBMM'nin Kahramanmaraş Depremleri sonrası kurduğu Araştırma Komisyonunun 6 Şubat Depremlerine ilişkin hazırladığı Mayıs 2023 tarihli raporuna göre son 11 yıl içerisinde ülke genelinde 238 bin civarında riskli yapının "Kentsel Dönüşüm" uygulanarak yenilenmesi sağlanmıştır. Bu rakam, 6-7 milyon riskli yapı yanında oldukça yetersizdir. Kentsel dönüşüm uygulamalarına, riskli yapıların yanı sıra ekonomik ömrünü tamamlamış yapıların da eklenmesi önem arz etmektedir. Çanakkale’de de bu kapsamda hem riskli yapıların hem de ekonomik ömrünü tamamlamış binaların hızla tespit edilip dönüşümünün sağlanması gerekmektedir. Şunu unutmamamız gerekir “DEPREM DEĞİL BİNA ÖLDÜRÜR” ifadelerine yer verildi.