yandexmetrikacounter
Hizmet-İş'ten Çanakkale Belediyesi önünde p | Çanakkale Olay

Hizmet-İş'ten Çanakkale Belediyesi önünde protesto

Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş Sendikası Çanakkale Şubesi üyeleri, Taşıyıcı Kooperatifi çalışanlarının hak gaspı ve sendikal baskıyla işten çıkarılmasını protesto etmek için Çanakkale Belediyesi önünde toplandı. Hizmet-İş Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Av. Mehmet Yeşilyurt, uygulanan toplu sözleşmenin yönetimin değişmesiyle durdurulduğunu ve sendikadan istifa etmeyen işçilerin "sendikal faaliyetler" gerekçesiyle işten çıkartıldıklarını belirtti. Yeşilyurt, süreci denetlemekle yükümlü olan Belediye Başkanı Muharrem Erkek'e, "Hukuk adamısın, kimin yanında duracaksın? Sermayeyi mi koruyacaksın, alın terini mi?" diyerek sert bir çağrıda bulundu.

313

Çanakkale Hak-İş Hizmet-İş Sendikası üyeleri, Çanakkale Belediyesi önünde toplanarak Taşıyıcı Kooperatifi çalışanlarının yaşadığı mağduriyeti bir basın açıklamasıyla duyurdu. Açıklamayı yapan Hizmet-İş Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Av. Mehmet Yeşilyurt, konuşmasına bir yıl önceki SUEZ katı atık toplama işindeki mücadeleyi hatırlatarak başladı.

Sendika olarak yaptıkları mücadelenin ve müzakerelerin ardından sorunun çözüldüğünü ve SUEZ işçilerinin haklarına kavuştuğunu belirten Yeşilyurt “Hak-İş ve Hizmet-İş Çanakkale'de ilk defa yok. Hak-İş ve Hizmet-İş Çanakkale'de emeğin ve alın terinin gasp edildiği her zaman sesini ilk yükselten sendika ve konfederasyon oldu.” dedi.

Taşıyıcı Kooperatifi'nde Hak Gaspı ve Sendikal Baskı İddiaları

Hak-İş ve Hizmet-İş olarak Çanakkale Belediyesi önünde toplanmalarının Taşıyıcı Kooperatifinde sendikalı olan üyelerinin haklarını korumak amaçlı olduğunu belirten Yeşilyurt, şunları söyledi:

“Taşıyıcı Kooperatifi'nde ne oldu arkadaşlar? Taşıyıcı Kooperatifindeki arkadaşlarımız anayasal bir hak olan sendika üyeliğini gerçekleştirdiler, sendikamıza üye oldular. Üye olmalarının akabinde yetkili sendika olduk. Yetki belgemizi aldık. Toplu sözleşme masasına oturduk. Taşıyıcı kooperatifinin yönetimi masada anlaşmadı. İşçi arkadaşlara sorduk. Sözleşmemizi hakem bağlasın bitirsin dediler. Taşıyıcı Kooperatifindeki olan sözleşmemizi yüksek hakeme gönderdik. Sözleşmemiz yüksek hakemden geldi. Arkadaşlarımız ilk defa sendikalı olma ve ilk defa yan haklar, sosyal haklar ve diğer hakları almanın sevincini yaşadı. Toplu sözleşmemiz 3 ay kadar Taşıyıcı Kooperatifi tarafından uygulandı. O dönemde geriye dönük haklarımız verilmedi.

Bizler dedik ki müzakereyi devam ettirelim ve işçilerimizin sözleşmeden kaynaklı geriye dönük hakları ödensin. 3 ay uygulanan sözleşme, Taşıyıcı Kooperatifi'nde yönetimin değişmesinin akabinde uygulanmamaya başladı. Bizler uzlaşmacı ve müzakereci tavrımızı her yerde sürdürdüğümüz gibi Taşıyıcı Kooperatifi'nde de sürdürdük. Arkadaşlarımıza dedik ki sabır sabredeceğiz, müzakere edeceğiz, anlatacağız, konuşacağız Ondan sonra farklı yasal haklarımızı ve mevzuattan kaynaklı haklarımızı arayacağız dedik.

Biz Taşıyıcı Kooperatifinin yeni yönetimine müzakere çağrısı, anlaşma çağrısı yapmaya çalıştığımız sırada, Taşıyıcı Kooperatifi arkadaşlarımızın anayasal hakkına göz dikti. İlk başta sendikal baskılar gelmeye başladı. Niye? Çünkü sendika varsa toplu sözleşme var. Sendika varsa emeğin karşılığı var. Alın terinin karşılığı var. Sendika varsa birlik var. Beraberlik var. Güç var. Taşıyıcı Kooperatifi bunu istemedi.

Temsilci arkadaşlarımız çağrıldılar. Sizle hiçbir sorunumuz yok. Ne yapın? Sendikanızdan istifa edin. Neden? Biz bu toplu sözleşmesini uygulamak istemiyoruz. Sebebi ne? Kârımız azalıyor. Kafada belirlenen bir kâr var. Bunun karşılanmadığını anlayan işveren her yerde olduğu gibi ilk göz diktiği yer işçinin alın teri, emeği, onun çoluğunun, çocuğunun nafakasından kesmek kısmak, hak gasp etmek.

Temsilci arkadaşlarımız direndi. Temsilci arkadaşlarımız direndikten sonra bugün buradalar. Basın açıklamamız başlanmadan önce teyit ettim. Taşıyıcı kooperatifinden arkadaşlarımız burada mı dedim. Buradayız diye bağırdılar. Çünkü bu basın açıklamasından sonra diyecekler ki orada taşıyıcı kooperatifinin işçisi yoktu. Yalanlarına, iftiralarına devam edecekler ama buradayız. İşverene karşı direnmek; ailenin, çoluğunun, çocuğunun nafakasından, rızkından kesileceğini bilmek, işinden olacağını bile bile direnmek zor iştir arkadaşlar. Dile kolay gelir.
Nafakasız kalmak zordur. Bunu emekçi bilir, işçi bilir. Taşıyıcı kooperatifinden arkadaşlarımız buna cesaret gösterdiler. Sendikalarını bırakmadılar. Birliklerini, beraberliklerini bozmadılar. Akabinde ne oldu? Bu taşıyıcı kooperatifini yönetenler, kimse bunların danışmanları akıl tutulması yaşıyorlar. Hukukçuları kimse, hukuka aykırı yapmaları gereken ne varsa kulaklarına fısıldıyor. Arkadaşlarımıza uydurma tutanaklar tutulmaya başlandı. Sendikadan istifa etmedikçe tutanakların sayısı arttı.

Sonra ne oldu? Arkadaşlarımızın elinde bir fesih yazısı geldi. Yani işten çıkarma. Yazıda da ne diyor? Sendikal faaliyetlerinizden dolayı sizi işten çıkarıyoruz. Ya adam hem suçlu, hem yüzsüz sendikal baskı yaptığını, sendikal nedenle işten çıkardığını kendi yazısında da kabul ediyor, ikrar ediyor. "Ben suç işliyorum. Ben anayasayı ihlal ediyorum." diyor. Yazıklar olsun Taşıyıcı Kooperatifi'ni yönetene de, akıl verenlere de.
Sorun genel başkanımız Sayın Mahmut Aslan'a ulaştıktan sonra Çanakkale şube başkanımız burada. Tek şey söylendi. Üyemizin hatta üyemiz olmasa bile Taşıyıcı Kooperatifi'nde hakkı gasp edilen kim varsa yanında ol, sonuna kadar gideriz dedik.
Eğer mücadelemiz sonuç vermezse, başka yasal ve mevzuattan kaynaklanan yapacağımız işleri de devreye sokacağız arkadaşlar. Bugün burada söylüyoruz. Toplu sözleşmemiz aylardır uygulanmıyor. Geriye dönük haklarımız verilmedi.”

"35.000 TL Ücrete Bile Göz Dikiliyor"

İşçilerin aldığı ücretin düşüklüğüne dikkat çeken Yeşilyurt, sözleşme uygulansa bile ellerine geçecek tutarın 35.000 TL olduğunu, bunun fahiş bir miktar olmadığını söyledi. Yeşilyurt sözlerine şöyle devam etti:
“Bu arkadaşlar fazla mesai yapıp hakkı verilmeyenler. Bu arkadaşlar 7 gün çalıştırılıp hafta tatili verdirilmeyenler. Bu arkadaşlar ailesiyle bayramda bir araya gelemeyenler. Bu arkadaşlar resmi tatillerde, ulusal bayramlarda çalıştırılıp hakkı verilmeyenler. Bu arkadaşlar kim? Söylemekten utanıyorum; bu arkadaşlar çalışırken tuvalet ihtiyaçlarını bile sağlıklı göremiyorlar. Yemeklerini yiyemiyorlar.
Hizmet-İş Sendikası olarak genel başkanımızın talimatıyla tüm üyelerimizin adına davalarımızı açtık. Süreci tamamlanmayanların da davaları açılacak. Atılan işçilerimizin işe iade davalarını takip ediyoruz. Hukukçularımız, uzmanlarımız burada. Beraberiz. Ücreti eksik ödenen, ödenmeyen, kuruşuna kadar alın terinizden, emeğinizden ne kadar gasp edildiyse hepsini almanın şeref sözünü veriyoruz.
Hak-İş Hizmet-İş Sendikası Çanakkale'de alıştığınız sendikalara benzemez. En ufak bir olumsuzlukta, en ufak bir otur yerine dediğinde Çanakkale’de emirlerine amade bir sendikanız yok. Hak-İş’i başka sendikalarla karıştırmayın. Bizler buradayız. Emeğinin yanındayız. Çalışmaya alışık olduğunuz sendikalarla bizleri de karıştırmayın.”

Yeşilyurt’tan Erkek’e: “Sermayeyi mi koruyacaksın? Alın terini Çanakkale'ye akıtan emekçiyi mi koruyacaksın?”

Hizmet-İş Genel Sekreter Yardımcısı Av. Mehmet Yeşilyurt, konuşmasında Taşıyıcı Kooperatifi'ni denetlemekle yükümlü olduğunu söylediği Çanakkale Belediyesi ve Başkan Muharrem Erkek'e yönelik sert eleştiriler yöneltti.
Yeşilyurt, konuşmasına şöyle devam etti:
“Arkadaşlar, bakın bugün belediyenin önünde bu basın açıklamasını yapmamızın bir amacı var. SUEZ’in basın açıklamasını da burada yaptık. Çünkü şunu dedik. ‘Sayın Belediye Başkanım, SUEZ Çanakkale'nin çöpünü topluyor SUEZ’de, Çanakkale'nin halkı daha temiz bir ortamda yaşasın diye mücadele eden arkadaşlarımız çöp topluyorlar. Birçoğunuz arkadaşlar bakın gitmediyseniz bilemezsiniz. Çöp toplama alanlarında kokudan duramazsınız. Çalışmak öyle kolay iş değildir. Sen de belediye başkanı olarak ‘Bu arkadaşlarımızın sorunu çözmek zorundasın.’ dedik. ‘Çöp toplamak belediyenin işlerinden biridir.’ dedik. ‘Bunu yapıyor olması belediyenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz’ dedik. Çözdük.
Peki, bugün taşıyıcı kooperatifi için niye belediyenin önündeyiz? Her seferinde bizi belediyenin önüne geldiğimiz için siyaset yapmakta suçlayan bir zihniyet var. Her zaman olduğu gibi bugün de siyaset için bu meydanda değiliz. Emeğimiz, alın terimiz, ailemiz ve çocuğumuzun nafakasından başka hiçbir derdimiz yok. Onun için buradayız. Belediye başkanı da bunu anlasın. Taşıyıcı Kooperatifi de bunu anlasın. Çanakkaleli de bunu anlasın. Bizler belediye başkanına şunu diyoruz; mevzuatta diyor ki: ‘Otobüs taşımacılığını ve diğer taşımacılıkları belediye yapar veya yaptırır.’ Yapmadın, eyvallah bir şey demedik. Yaptırıyorsan, yaptırdığın yapıyı denetleyeceksin, takip edeceksin. O zaman bunları yapmıyorsan, bu şehirde Belediye başkanıyım demeyeceksin.
Biz de sana şunu söylüyoruz. Hukukçusun. Sayın başkan, kendisi de avukat. Baroda üst düzey görevler yaptı Çanakkale'de. Kendisine soruyorum. Sendikal nedenle işten çıkarılan işçiler haklı mıdır, haksız mıdır? Bir hukuk adamısın. Geç belediye başkanlığını. Haklının mı yanında duracaksın, haksızsın mı? Ne için buradasın? Sermayeyi mi koruyacaksın? Alın terini Çanakkale'ye akıtan emekçiyi mi koruyacaksın?
Sayın başkana ve taşıyıcı kooperatifine sesleniyorum, yönetimine. İşten attığınız işçiler, ücretini ödemediğiniz işçiler, çoluğunun çocuğunun nafakasını gasp ettiğiniz işçiler… Arkadaşlar ya sizin çoluğunuz çocuğunuz yok mu ya? Bunu yapanlar, onların nasıl yüzüne bakıyorsunuz? Akşam evinize girdiğinizde kafanızı o yastığa nasıl vuruyorsunuz? Canınız mı suskun? Gözünüz mü kör? Kulağınız mı sağır? Allah aşkına ya! Buradaki size kulak ver. Buradaki zulmü gör. Göz diktiğin alın terinin karşılığını öde.
Sayın Başkan, bu şehrin seçilmiş belediye başkanısın. Ya karar ver. Kimin belediye başkanısın Sayın Muharrem Erkek? Belediyenin denetimden sorumlu olduğu bir iş, otobüs işletmeciliği. Neyi denetledin?
Arkadaşlarımıza herhangi bir iftira atıldığı zaman belediye var. Tutanak, ceza, kim ödüyor? İşveren de ödemiyor. Buradaki arkadaşlarımızın ücretinden kesiliyor arkadaşlar. Doğru mu? Belediye o zaman var. Sayıştay raporlarını okudum gelmeden. Ben de bir hukukçuyum arkadaşlar. Her şeyine baktık buranın. Taşıyıcı Kooperatifi ile belediyenin ilişkisine baktık. Sayıştay'ın raporu şöyle söylüyor: ‘Belediye taşıyıcı kooperatifinden alması gereken bazı şeyleri almıyor. Bir. İkincisi, raporlarımıza baktığımızda da diyor, ‘Belediye tarafından şu kadar milyon TL taşıyıcı kooperatifine verilmiş.’ diyor. Ya bu arkadaşların 35.000 bile geçinemeyeceği ücret. Ona bile göz dikiliyor. Nerede bu para? Sayın Belediye Başkanı cevap ver. Senden bir cevap bekliyoruz.
Bugün buradaysa ondan şöyle bir tavır bekliyoruz. Bugün burada, eğer içerideyse başkanımız; buraya inip arkadaşlarımızı tek tek dinleyip ‘Ne oldu arkadaşlar? Derdimiz ne?’ demeli. Şehr-i emin olduğun bir yerde, Çanakkale'de arkadaşların hakkını gasp edenlerden hesap sor, arkadaşların nafakasına göz dikenlere çık bir şey söyle. Allah aşkına! Muharrem Erkek, senden bunu bekliyoruz. Bu kadar basit.
Müzakereye açığız. Hak-İş Hizmet-İş Sendikası müzakere ve diyalogdan yana bir anlayış yürütüyor. Biz kimseyle kavgalı değiliz. İşverenimiz yok olsun, mahvolsun da demiyoruz. İşveren yaşasın. Biz de alın terimizin karşılığını işverenimizden alalım diyoruz. E bizim talebimiz bu kadar basitken bunu çözmeyen bir zihniyette de sorun ararız arkadaşlar. Ondan dolayı acilen belediye başkanımızı ve Taşıyıcı Kooperatifini göreve davet ediyoruz.
Sendikal baskı yapan tüm arkadaşlarla ilgili görevlilerle ilgili suç duyurusunda bulunduk. Sayın savcıların gereğini yapacağına inanıyoruz. Çünkü işten atarken yazıyor. Sendikal faaliyetlere katıldığın için işten attık diyor. E kendileri kabul etmişken; sayın savcılarımızın da ‘Sendikal baskı var. Suç işlediniz’ demesini bekliyoruz. Bu bizim en doğal hakkımız.
Bugünden sonra bir milat olacak. Bekleyeceğiz. Çözüm gelmezse diğer mekanizmaları devreye sokacağız ve gereğini yapacağız. Bu arkadaşlarımızın hakkını verdikten sonra bir zahmet çalıştıkları şu otobüslerin de bakımlarını bir yaptırın.
Arkadaşlar, arabalar bakımsız. Eski model otobüslerle Çanakkale'ye hizmet vermek zorundalar. Arkadaşlarımız diyor ki: ‘Otobüsler o kadar bakımsız ki; seyahat ederken bir anda duruyor. Hareket edemiyoruz. Burada şahitleri kendileri. Bakımsız otobüslerle Çanakkaleliye hizmet etmek yakışmıyor. Bu arkadaşlarımız, Çanakkale'nin çocuğunu, Çanakkale'nin insanını taşıyor. Senin çoluğun çocuğun bunu kullanıyor. Okula gidiyor. Hastan, hastaneye gidiyor. Çanakkaleliye hizmet etmekten uzak durmamalıyız. Senden bunu rica ediyoruz. Daha iyi şartlarda Çanakkale vatandaşına hizmet etmeye kafa yor. İşçinin alın teri ile emeği ile uğraşma kardeşim. Yapma. İşçinin hakkını ver.
Çanakkale Belediyesi'nin önündeyiz. Çanakkale Belediyesi'nin işçilerine de sesleniyorum. Size dayatılan sendikayı kabul etmek zorunda değilsiniz. Biliyoruz. Yıllardır burada kurmuş oldukları bir düzen var. Gelin emeğinizin karşılığı için, gelin Çanakkale'deki gerçek sendikacılık için, geleceğiniz için, çocuklarınız için, aileniz için size dayatılan sendikaları kabul etmeyin. Gelin Hak-İş’in çatısı altında birleşin. Güçlenin. Emeğiniz değerlensin.
Bakın görün, günün sonunda taşıyıcı kooperatifi ve yapılan zulme sessiz kalan belediye başkanı tarihte bir nokta bile olamayacak. Ancak sizler emeğin ve alın terinin tarihini yazanlar olacaksınız.
Mücadelenizde geri durmak yok. En önde gideceğiz. Çanakkale Şube Başkanımız Sayın Vedat Yılmaz burada. En önde gidiyor. En önde gitti. Çocukları var. Tehdit edildiği de oldu. Vedat bu işlere karışma diyenler de oldu. Başka bir yerden birine ulaşabilir miyim diye telefon açanlar da oldu. Her zamanki tiyatro oynanıyor. Bu işten vazgeçin diye.
Muhataplarımız da başarılı olacağımıza inansınlar ve gereğini yapsınlar. Korkmayın. Bakın bedeli neyse öderiz. Neyle ödeyeceksek öderiz. Ama bizim çoluğumuzun çocuğumuzun nafakasına göz dikenlere de bunu kâr bırakmayız davalarını açarız. Hâkimlerimizden, savcılarımızdan gereğini bekleriz. Yapacaklarına da inanıyoruz.”

(HADİYE AYŞE İRİM)
Paylaş