Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Akçansa Çimento AŞ’nin Çanakkale’nin Ezine ilçesine bağlı Derbentbaşı ve Çamlıca köyleri yakınında açmayı planladığı şist ocaklarına verilen “ÇED Olumlu” kararına karşı açılan davada yapılan bilirkişi keşfi sonrası yazılı bir açıklama yaptı. Dernek, keşif sırasında yaşananları kamuoyuyla paylaşarak sert eleştirilerde bulundu.
Dernek açıklamasında, 26 Aralık Cuma günü gerçekleştirilen bilirkişi keşfinin oldukça soğuk hava koşullarında yapıldığı belirtilirken, keşif sırasında şirket avukatının dava dilekçesi için “safsata” ifadesini kullanmasının ve kolluk kuvvetlerinin davacı avukatına yönelik sözlerinin ortamı gerdiği vurgulandı. Açıklamada bu tutumların yargı sürecine zarar verdiği ifade edildi.
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, keşif sırasında davacılar adına yapılan beyanlarda projenin çok yönlü çevresel ve kültürel tahribat yaratacağına dikkat çekildiğini aktardı. Açıklamada, şist ocağının zeytinlik alanlara yalnızca 800 metre mesafede bulunduğu ve bunun Zeytin Kanunu’na açıkça aykırı olduğu vurgulandı.
Projenin Truva ve Aleksandria Troas gibi antik kentlere, Aeneas Rotası’na ve Karamenderes–Araplar Boğazı 1. Dere sit alanına yakınlığına dikkat çekilen açıklamada, kültürel mirasın ciddi risk altında olduğu belirtildi. Ayrıca yerleşim alanlarına yakınlık nedeniyle insan sağlığı açısından da tehlikeler bulunduğu ifade edildi.
Dernek açıklamasında, ÇED raporunda yer alan verilere göre proje kapsamında 23 bin 883 ağacın kesileceği hatırlatıldı. Buna rağmen şirket avukatlarından birinin keşif sırasında “ağaç kesilmeyecek” yönündeki beyanının, ÇED raporuyla açıkça çeliştiği belirtildi.
Açıklamada, bölgede hâlihazırda faaliyet gösteren taş ocaklarının yarattığı baskının da göz ardı edildiği, kümülatif etkinin değerlendirilmediği ve projenin bölgenin su varlığı üzerinde olumsuz etki yaratarak kuraklığı artıracağı ifade edildi.
Kazdağı Derneği, şirket avukatının “Burası Kazdağları değil” şeklindeki ifadesinin, doğa tahribatını küçümseyen klasik bir savunma dili olduğunu vurguladı. Açıklamada, dava dilekçesinde projeye özel çok sayıda teknik ve hukuki değerlendirme yer almasına rağmen bu argümanların yok sayıldığı belirtildi.
Dernek açıklamasında, keşif sırasında Akçansa’nın geçmişte Tarım ve Orman Bakanlığı aleyhine açtığı davanın da gündeme geldiği aktarıldı. 2018 yılında Bozalan Şist Ocağı projesine olumsuz görüş veren Tarım ve Orman Bakanlığı’na karşı Akçansa’nın dava açtığı, bu davayı kaybettiği ve sürecin yeniden yargıya taşındığı hatırlatıldı.
Bu bilgilerin keşif sırasında dile getirilmesinin şirket yetkililerini rahatsız ettiği ifade edilen açıklamada, bu durumun Akçansa’nın kamu kurumlarının görüşlerini dahi dava konusu yapabildiğini gösterdiği belirtildi.
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, şirketlerin yöre halkına sağladıkları sosyal destekleri ekolojik yıkımın üzerini örtmek için kullandığını savundu. Ezine ve çevre köylerde tarımın giderek gerilemesinin ve şirket reklamlarının köy yaşamının her alanında görünür hale gelmesinin bu politikanın sonucu olduğu ifade edildi.
Açıklamada, çokuluslu şirketlerle ortaklaşa yürütülen ve çimento ihracatı uğruna tarımı, ormanları ve su kaynaklarını yok eden politikalara karşı mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı.
Dernek, bilirkişilerin saha incelemeleri ve ÇED raporu değerlendirmeleri sonucunda objektif, bilimsel ve kamu yararını esas alan bir rapor hazırlamasını beklediklerini açıkladı.
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği açıklamasını, “Doğa talanına hayır” ve “Şirketlerin kârı değil, ekosistemin yararı” ifadeleriyle tamamladı.
(HABER MERKEZİ)