yandexmetrikacounter
Kübra Naldöken ile yükselen bir girişimcili | Çanakkale Olay

Kübra Naldöken ile yükselen bir girişimcilik öyküsü

Hikâyeleri olan, sanatsal dokunuşlar içeren, el işi detaylarla süslenmiş, doğal kumaşlarla tamamen kadın eli değerek üretilmiş zamansız, niş tasarımlar yapan Kübra Naldöken, moda sektöründeki deneyimlerini kendi markası olan "Love the World"e taşıdı. El emeği, sanatsal dokunuşlar ve kadın istihdamı odağıyla Türkiye'den dünyaya açılmayı hedefliyor. Naldöken ile hikayesini kendisinden dinledik.

247

"İçindeki Çocuğu ve Oyuncaklarını Kaybetme, Dünyayı Sev!"

Kübra Hanım, hem sizi tanıyalım hem de kariyer yolculuğuna nasıl başladığınızı sizin ağzınızdan dinleyelim...

Kübra Naldöken: 28 Aralık 1982'de Ankara'da doğdum ve tasarımcıyım. Kendimi bildim bileli hayal kurarım. Kafamda oluşturduğum o renkli, güvenli, huzurlu dünyayı, o dünyadaki karakterleri önce çizer, sonra boyarım; ipler, kumaşlarla örüp dikerek üç boyutlu hale getirip, etrafımdakilerle paylaşırım. Bu benim kendimi ifade etme şeklim.

2003 yılında Resim-İş bölümünde lisansımı tamamlarken; üst üste 2 yıl La Salle Akademi Genç Moda Tasarımcıları Yarışması finaline kaldım ve 2004 yılındaki yarışmada mansiyon ödülü aldım. Ardından kendimi tasarımcı Ümit Ünal’ı asiste ederken buldum, böylece sektöre ilk adımımı atmış oldum.

Moda ve hazır giyim sektöründeki deneyiminiz markanızın kuruluşuna nasıl zemin hazırladı?

Kübra Naldöken: Nako örgü tasarım yarışmasında Türkiye birincisi olduktan sonra Vedi, Collezione gibi firmalarda triko tasarımcısı olarak çalıştım. Yine 2 yıl üst üste Elle ve La Salle Akademi genç moda tasarımcıları yarışmalarında finale kaldım. Designloft Esin Maraşlıoğlu’nun projesinde yer aldığım için yarışmadan çekildim. Les Ottomans Hotel’deki A la Mode defilesi sonrası koleksiyonum Kanyon’da satışa sunuldu. Galata’da Antijen Tasarım Ofisi, ardından Derya Baykal’la çalıştığım dönemde; Doğadan, English Home, LÖSEV, Coca Cola, Jacobs gibi firmalara tasarımlar, Vakko ve Mark and Spencer gibi firmalara ise koleksiyonlar hazırladım. Alize, Yünteks, Çikoby gibi firmalarda tasarımcı olarak çalıştıktan sonra, tüm bu birikimle nihayet 2016 yılında kendi markamı kurabildim.

Kendi markanız "Love the World"ün doğuşu ve hedef kitlenizden bahseder misiniz?

Kübra Naldöken: "Love the World" isimli markamın tescilini aldıktan sonra ilk fuar deneyimim, kendimi güvende, mutlu, iyi hissettiğim; güvenli alanım olan bebek, çocuk ürünleri ve oyuncaklarıyla ilgili CBME Anne-Bebek-Çocuk Ürünleri Fuarıydı. Marka olarak çıkış noktamız da aslında tam olarak burası.

2017’de yine CBME, 2018’de Kids Turkey Oyuncak Fuarına katılarak yüklü siparişler ve güzel bağlantılarla geri döndüm. Yurt dışından pek çok sipariş almakla birlikte, yurt içinde Happynest, Yataş Hibboux, Ebebek, Koton, Boyner, Imaginarium gibi firmalardan hem giysiler hem de oyuncaklar için iş birliği teklifleri aldık. İlk yurtdışı satışımızı Yunanistan’a Petitami Boutique ve Cotton Baby adlı firmalara yaptık.

115860_wuciwug_f77bf19b_kubra-naldoken.jpeg

Pandemi süreci ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yarışması bu süreci nasıl etkiledi?

Kübra Naldöken: Pek çok firma gibi ben de küçük bir aile girişimi olan firmamı pandemi sebebiyle eve taşımak zorunda kaldım, online siparişlerle ayakta kalmaya çalıştık. Bu sürede oluşan küçük birikimim ile hemen tekrar atölye kurarak yeniden başladım. Atölye tadilatları, kira artışları ve taşınma gibi çok zorlu bir süreçten geçerken, tesadüf olmadığına inandığım bir şekilde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yükselen Markalar Türkiye Projesiyle karşılaştım. Tadilatların içinde eğitimlerimi aldım. Nihayet 8 Mart’ta, 2 aşamalı olan ve aylar süren bu yarışmada kendi kategorimde birinci olduğumu öğrendim. Bu benim için en büyük hediye oldu.

115860_wuciwug_41577afc_kubra-naldoken.jpeg

Markanızın ürün gamı ve felsefesi nedir?

Kübra Naldöken: Benim mottom: "İçindeki çocuğu ve oyuncaklarını kaybetme, dünyayı sev!" Hayvanları, doğayı, spor yapmayı, bebek ve çocukları, tabii ki de sanatın birçok dalını çok seviyorum. Bu yüzden kadın istihdamı önceliğimiz olarak; kadınlar, çocuklar, bebekler, hayvanlar için sosyal sorumluluk projelerinde yer almak da hedeflerim arasında.

Atölyemizde; her biri kendi çizimim olan, doğal kumaşlardan elde edilmiş bebek kıyafetleri, neredeyse antika değerine sahip danteller, kanaviçeler ile bütünleştirilmiş bluzlar, atık penye kumaşlardan tek tek kesilerek elde edilen ipler ile yine elde dokunan kilimler, çocuk oyuncakları ve ev tekstili ürünlerini bulabilirsiniz.

Tasarımınlarınızdaki sembolik figürün anlamı nedir?

Kübra Naldöken: Hikâyeleri olan, sanatsal dokunuşlar içeren, el işi detaylarla süslenmiş, doğal kumaşlarla tamamen kadın eli değerek üretilmiş zamansız, niş tasarımlar yapıyoruz.

Bir eli kalbinde, bir elinde sihirli değneği olan kocaman ağızlı uzun kulaklı, melek kanatlı kız figürü bizim marka sembolümüz. Kırmızı kocaman ağzı maalesef söyleyemedikleriyle dolu. Uzun kulakları, duymak istemediği şeyler duyduğunu simgeliyor.

Markanızla ilgili hayalleriniz neler?

Kübra Naldöken: En büyük hayalim; kendi ülkemde ürettiğimiz bu ürünlerle yurt dışındaki pazarda var olabilmek. Tasarımlarım; dünyanın pek çok ülkesinde, karakteristik özellikleriyle, kocaman kalplere dokunmak, dostluklar kazanmak için sabırsızlanıyorlar.

Son olarak, iş birliği ve destek konusunda neler söylemek istersiniz?

Kübra Naldöken: Bu tür girişimlerin elbette ki desteksiz ilerleyebilmeleri, sürdürülebilirliklerinin sağlanması oldukça zor. Hem tasarımcı hem de üretici olan bir girişimci olarak, iş birliği fırsatlarına açık olduğumu belirtmek isterim. Kendimizi iyi hissetmemiz için söyleyecek çok sözümüz var ve bu cesur adımlar destekleriniz sayesindedir.

Röportajımıza ait fotoğraf galerisine bu linkten ulaşabilirsiniz.

(HADİYE AYŞE İRİM)
Paylaş