yandexmetrikacounter
Lapseki Muhtarları Yardımlaşma Derneği bina | Çanakkale Olay

Lapseki Muhtarları Yardımlaşma Derneği binası hizmete girdi

Lapseki Muhtarları Yardımlaşma Derneği binasının açılışı İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan’ın da katıldığı tören ile yapıldı.

228

Lapseki'de bugün yapılan ikinci açılış töreni, Lapseki Muhtarları Yardımlaşma Derneği binasının hizmete girmesi dolayısıyla yapıldı. İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, Lapseki Kaymakamı Cafer Ekinci, Lapseki Belediye Başkanı Atilla Öztürk, İl Jandarma Komutanı J. Kd. Albay Cemallettin Akyüz, AK Parti MKYK Üyesi Jülide İskenderoğlu, Çardak Belediye Başkanı Metin Semerci, Lapseki Muhtarlar Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Özgün, il ve ilçe protokolü, Lapsekili muhtarlar ile çok sayıda vatandaş katıldı.

İstiklâl Marşı'nın okunmasının ardından törenin ilk konuşmasını Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman yaptı. Muhtarlık kurumunun önemine değinen Vali Toraman, şunları söyledi:

“Muhtarlık müessesi iki taraflı bir müessese. Kadim bir müessese. Taraftarı bulunduğu mahallenin köyün dertlerini problemlerini taleplerini ilgili makamlara iletmekle görevli iken diğer taraftan da kanunların kurallarının uygulanmasında idarenin emir ve talimatların vatandaşlara duyurulmasında vazife gören bir kamunun temsilcisi hüviyetinde.
Dolayısıyla bu iki taraflı fonksiyonuyla da kıymetli muhtarlarımız içinde yaşadıkları köyde ve mahallede komşularının adına konuşan, talepte bulunan; bunları takip eden kişiler; onların en yakınında olan insanlar. Dolayısıyla onların aktardığı hususlar, muhataplar için kıymetli.
Sayın Cumhurbaşkanımız, muhtarlık müessesesine, çok büyük önem ve değer atfediyor. Ve muhtarlarımızın öteden beri biriken, problemlerini çözmek için çok köklü, adımlar atılması talimatlarını verdi geçmişten bugüne. Her şey, özlük hakları problemleri çözüldü. Pek çok talep ettikleri konular karşılandı.
Muhtarlık daha önceden bir vazife gibi yapılırken şimdi biraz aday sayısı çoğaldı. Talep görür hale geldi. Bunlar güzel gelişmeler, önemli gelişmeler. Hizmette yarışmak her zaman için takdir edilmesi gerekir. Bütün muhtarlarımızı bu yönüyle tebrik ediyoruz. Teşekkür ediyoruz. Çanakkale'de gördüğüm bir hususa da temas ederek sözlerime son vereyim.
O da her bir ilçede ve merkezde muhtarlarımız, köy muhtarlarımız ve mahalle muhtarlarımız tek bir çatı altında bir araya gelmişler. Bu, çok kıymetli. Burada büyük bir birlik ve beraberlik var. O yüzden bütün köy ve mahalle muhtarlarımızı tebrik ediyorum. Dernek çatısı altında bir araya gelerek birbirleriyle istişare ediyorlar.
Bunun için ihtiyaç duyulan mekânı burada oluşturdukları için de desteklerinden dolayı Sayın Bakan Yardımcımıza, Kaymakamımıza ve Belediye Başkanımıza ve sponsorlarımıza teşekkür ediyoruz muhtarlarımız adına. İnşallah onlar işleri düştükçe kaza merkezine, ilçe merkezine geldiklerinde burada işlerini takip ederken buluşacakları bir noktaya kavuşmuş oldular. Kendilerine yakışır bir mekân olduğunu tahmin ediyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.”

Vali Toraman'ın ardından konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan ise konuşmasında şu sözlere yer verdi:

"Bugün çok özel kıymetli bir gün oldu. Az önce güzel bir okulumuzun açılışını hep beraber arkadaşlarımıza yaptık. Ardından muhtarlarımızın bu güzel mekanın açılışını yapıp buradan Biga üzerinden inşallah Ankara'ya döneceğiz. Her ne kadar işimiz yoğun olsa da, bakanlığımız çok yoğun olsa da biz Çanakkale'mizde olmaktan, Lapseki'mizde olmaktan büyük onur duyuyoruz. Her işin gelip geçeceğini, su akar yolunu bulur anlayışıyla makamların mevkilerine gelip geçeceğini ama dostlukların kıymetli olduğunu, hatıraların özel olduğunu itiraf etmek isterim.

Tabii 19 Ekim muhtarlarımızın özel bir günü. Öncelikle şimdiden tüm muhtarlarımızın 19 Ekim Muhtarlar Gününü kutluyorum. Hayırlı olmasını ümit ediyorum. Bu açılışımızın da bir anlamda Muhtarlar Günü-Haftası gibi değerlendirilmesini ümit ediyorum. Biz muhtarlar gününde bu açılışımızı yapmış olduk. Lapsek'imizde 46 muhtarımız var. Hepsini birbirinden kıymetli sayarız, görüşürüz. Mehmet Başkan her ne kadar bizi zaman zaman ihmal etse de ayrı severiz sayarız.

Değerli arkadaşlar, kaymakamımız başta, belediyemiz başta, buraya herkes omuz verdi ve yine Mehmet Bey'in öncülüğünde muhtarlarımızla beraber güzel bir eser ortaya konmuş oldu. Eskiden başka bir kurumuz kullanıyordu. Restore edildi vesaire ve şimdi bir muhtarlar dernek binamız oluşturulmuş oldu. Biz burayı sadece bir çay içme, kahve içme alanı görmüyoruz. Burasını sadece bir sohbet etme mekanı görmüyoruz. Muhtarların kendisinin bir yere gelip, köylülerin bir yere gelip dertleşeceği, konuşacağı, kurumlarla olan iletişimini artıracağı bir mekan olsun istiyoruz. O yüzden hayırlı bir iş oldu. Tekrar tebrik ediyorum kim emeği varsa.

46 muhtarımız var. Hepsi dediğim gibi kıymetli, yarışarak gelen, halkla beraber yürüyen, herkes çok özeldir. Muhtarlarımız da bazı köylerde kıran kırana, bir oy iki oy yarışıyla, kurayla yeri geldiğinde kazanan, yarışan, emek veren insanlar. Halka hesap vermek özeldir. Halka hesap verme çok kıymetlidir. O yüzden seçilerek bir yerde olmanın tadı, kıymeti bambaşka olur. Neden bunu söylüyorum? Bakın kişi, muhtar olur. Zamanı gelir kaybeder veya aday olmaz. Ama ölünceye kadar muhtardır. Eski muhtar var mı? Her muhtarlık yapan muhtarılığı bıraksa da köyde muhtarım derler. Benim dedem uzun yıllar muhtarlık yaptı Şevketiye'de. Amcam uzun yıllar muhtarlık yaptı. İlk elden biliyoruz muhtarlık işlerini. Ama eski muhtar olmaz. O paye kıymetlidir. Sadece evrak işi yapan adam değildir. Köyün ağabeyidir. Yeri geldiğinde hakemidir, hocasıdır, başkanıdır.

Ve o yüzden de muhtarlık hak edildiğinde ölünceye kadar bırakılmayan bir payedir. Ben muhtarlık görevinin hakkını her muhtarımızın vermek için çok büyük mesai harcaması gerektiğini düşünüyorum. Dünyada özellikle demokratik ülkelerde benzer kurumlar çok fazladır. Cumhurbaşkanlığı her yerde var. Başkanlık, başbakanlık, benzeri hukuklar her yerde var. Genel müdürler, valiler, kaymakamlar her yerde var.

Ama birkaç benzer örnek hariç dünyada Türkiye tarzı geniş katılımlı bir muhtarlık kurumu yok. Bu bizim Türklerin bir adeti, kültürü tabiri caizse Türkiye'deki gibi köy, ilçe merkezli bir yapılanmayla dünyada örneği olmayan bir kurumdan bahsediyoruz. O yüzden biz muhtarlığı; teknoloji geldi; evrakları bilgilerini alıyoruz, muhtara gerek yok tarzı bir anlayışla değerlendirmiyoruz.

Muhtarlarımız çok kıymetli bizim için. O köyün yanlış yapanına dur diyecek olan, emniyet camiası başta tüm istihbaratı sağlayacak olan, dertli, engelli varsa omuz ocak olan insanlardır. Valimiz, kaymakamımız, köy köy geziyor. Uğraşıyor, gayret ediyor. Tören valisi, tören kaymakamı değiller ama köydeki hastayı, çocuğuna bez bulamayan insanı, bir tas çorbaya ihtiyacı olan garibanı göremeyebilir, görmeyebiliriz.

Ama muhtarın görevi, muhtar görecek. Sayın kaymakamım şu adamın öğrencisinin burs ihtiyacı var. Şu adamın hasta annesi var. Şu evladımız böyle bir derdi var diyecek olan muhtarımız. O yüzden biz muhtarımızı evrakçı olarak görmüyoruz. Evrak başka bir iş. Muhtarın varlığının sebebi devletin anlayışının, milletle barışmasının anahtarı olması. Köyün tümü taş olsun. Altından döşesinler taşları. Eğer o köyde bir engelli, bir hasta, bir dertli hastaneye gitmekte zorlanıyorsa, çocuğunu okutmakta zorlanıyorsa; kaymakama, valiye demeyen muhtar en başarısız muhtardır. O nedenle istirham ediyorum. Muhtarlık havalı bir iştir. Ama hakkını vermek lazım.

Mehmet Bey başta tüm muhtarlarımızdan, devletimizin kurumlarından, yöneticilerinden bu konuda omuz vermesini, katkı sağlamasını istirham ediyoruz. Dediğim gibi biz muhtarlığı sadece evrak meselesi yapan, sadece maaş alan, seçime katılan bir teknik adam görmediğimiz için çok özel kıymet veriyoruz. Cumhurbaşkanımız başta tüm ekibimiz, muhtarlarımız, diyaloglarımızla çok hassas davranmaya çalışıyoruz.

Tabii değerli arkadaşlar, Çanakkale'mizin, Lapseki'mizin gelişimini beraber inşa ettik. Güzel işler yaptık. Tüm kurumlarımız omuz omuza çalıştık. Lapseki'miz giderek çok güzelleşiyor ama hâlâ işlerimiz var. Bakın Emniyet binamız harika bina. Bir ay, iki ay sonra bitecek inşallah. Lütfen bir görün. Dış cephesi, içi harika bir örnek bina oldu. Benzer işlerimiz hâlâ var.

Vekillerimiz başta olmak üzere tüm ilgili arkadaşlarımızdan istirham ediyorum; bu memleketin güzel bir sanayi sitesine ihtiyacı var. Gayretler var, girişimler var. Bunların takip edilmesi, sonuçlandırılması, yeri geldiğinde bizim de omuz vererek bu işin mutlaka nihayete erdirilmesi lazım.

Köprümüzü ben bu meydanlarda çok anlattım. "Köprü yapacağız." dedik gülen oldu, dalga geçen oldu. Hep dediler bunu. 50 yıldan beri der geçersiniz dediler. Köprünün temeli atıldı. Göstermelik dediler. Kulesi çıktı. Allah Allah bir şey var ama bitmez dediler. Ama gün geldi bitmek değil; eskimeye bile başladı. Hamdolsun yaptık. Ama bu köprü hâlâ yarım. Bir daha söylüyorum; bu köprü nasıl bizi İstanbul'a 2 saatte bağlıyorsa; bu köprünün bizi Balıkesir'e bir saatte, İzmir'e iki saatte bağlanması lazım. Bu köprünün Balıkesir hattının mutlaka yapılması lazım. O yüzden bütün siyasilerimizden, bürokrasilerimizden istiram ediyorum. Bastırın, söyleyin, takip edin.

Nasıl Çanakkale-İstanbul'a 2 saat mesafede olmuşsa aynı şekilde İzmir'e de, Balıkesir'e de çok yakın bir mesafede olması lazım. Çanakkale özel bir lojistik bölge, kıymetli bölge. Gelişimi, dengeli kalkınması buna bağlı. Buradan çıktığımızda İstanbul havalimanı adeta Çanakkale havalimanı gibi oldu. Uçağa gidiyoruz. Ama aynı şekilde buradan inen araba, Lapseki'den Bursa'ya ve İzmir'e gidiyorsa 40 tane 50 tane şehir içerisindeki ışıkla geçiyor. Kolay değil. O yüzden İstanbul hattında olduğu gibi Lapseki'den Savaştepe'ye yani Çan, Yenice, Savaştepe ve devamı İzmir olmak üzere bu yolun mutlaka yapılması köprünün tamamlanması için. Bu da Lapseki'ye bağlı. Sizlere bağlı. İsterseniz yapın. İsterseniz olur.

Köprünün olması zordur. Yollar yapılır. O yüzden tüm arkadaşlarımızdan bunun çok özel takibini istirham ediyorum. Tabii Çanakkale'yi sadece altyapısıyla üst yapısıyla değil güzel işlerle de büyütmeye çalıştık muhtarlarımızın omuz vermesiyle. Biz bilir miydik Mehmet Akif Ersoy'un doğum yeri Bayramiç'miş, öğrendik. Filmini yaptık, evini yaptık, müzesini yaptık. Ezineli Yahya Çavuş için benzeri bir etkinliğin öncüsü olduk. Şimdi de bir müjdeyi vermek istiyorum.

Bundan bir yıl kadar önce Kara Kuvvetleri Komutanımız Selçuk Paşa'mızı ki; geçen ay Genel Kurmay Başkanımız oldu, ziyaret ettik bakanlığımızın görevi ile ilgili. O çalışmada 'Sayın Bakanım sen Lapsekili misin?" dediğinde, "Hayırdır, siz Artvinlisiniz?' dedim. Benim dedi kayınpederim Lapseki'de yüzbaşı olarak Askerlik Şubesi Başkanlığı yapmış dedi. 69 yılında. Bilmiyordum. Sonra öğrendik ki Kaplantepe'de çıkan bir yangında Selçuk Paşa'mızın kayınpederi rahmetli olmuş. Yüzbaşı olarak görev yaparken. Aslen Amasyalı. Sonra bir dosya açtı bize. Dosyadaki ölüm tutanağını okudum. O zamanki kaymakamımızın, belediye başkanımızın imzası var. Tutanak beni çok etkiledi. Diyor ki şöyle öldü, böyle doğdu ve anlatıyor meseleyi.

Bir yere geldi; geldiğinde son sözleri yüzbaşımızın; "Aşçı Tahsin'den üç çorba borcum var. Kahvecimiz Süleyman'dan yedi çay borcum var. Bunun ödenmesini istiyorum." diyor. Adamcağız ölürken o psikolojide bile çay borcunu, çorba borcunu düşünüp helallik istiyor. Helallik kadar özel bir kültür, hatıra olmaz. Her şey gelir geçer. İstirham ediyorum. Bu süreçleri iyi değerlendirin. Makamlar bugün var yarın yok. Hakkını verelim beraber çalışmaya gayret edelim. Ben tekrar başta kaymakamımız ve belediyemiz olmak üzere tüm arkadaşlarımızdan sanayi isteği gibi benzer eksiklerimiz gibi ne varsa bunların takibini yanlarında olacağımızı ifade ediyorum. Muhtarlar Gününüzü şimdiden yürekten kutluyorum.

Muhtarlığın en büyük keyfinin millet derdine ortak olan omuz veren insanlar olduğunu hatırlatmak istiyorum. "Bize düşen ne varsa emrindeyiz." diyor. Hepinizi saygıyla seviyorum."

Açılış töreninde son olarak söz alan Lapseki Muhtarlar Yardımlaşma Derneği Başkanı ve Kangırlı Muhtarı Mehmet Özgün ise şunları söyledi:

"Sayın Bakanım az önce dediniz Mehmet Muhtarım bizi ihmal ediyor. Biz sizi ihmal etmiyoruz. Siz bizi ihmal ediyorsunuz. Lapseki'ye 10 günde bir, 15 günde bir gelmeniz lazım. 2-3 ayda değil. Uzatıyorsunuz arayı ama bizi kırmayıp Muhtarlar Derneği binasını gelip açtığınız için size ayrıca teşekkür ederiz muhtarlarımız adına. Çok sağ olun. Çok teşekkür ederiz. Bu binada bize Atilla Başkanım çok yardımcı oldu, her konuda, destek oldu. Başkanım bu esnada sizin huzurunuzda, Sayın Valimin huzurunda, sizin huzurunuzda teşekkür ederim. Kaymakamımıza her konuda teşekkür ederiz. Bu binada bize emeği geçenlere, herkese teşekkür ederiz.

Lapseki halkına buradan bizi desteklediği için, bizim açılışımıza geldiği için teşekkür eder saygılarımı sunarım efendim."

Konuşmaların ardından dernek binasının açılışı dualar eşliğinde gerçekleştirildi. Ayrıca Lapseki Muhtarları Yardımlaşma Derneği tarafından pilav ikramında bulunuldu.

(HADİYE AYŞE İRİM)
Paylaş