Çanakkale Berberler ve Kuaförler Odası Başkan Adayı Orçun Sonat, mesleklerinin ve esnafın geleceğini ortak akılla şekillendirmek için değişim çağrısında bulundu. Sonat, yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Çanakkale Berberler ve Kuaförler Odamızla ilgili Sayın Ayhan Engin’in yaptığı açıklama üzerine, hem kamuoyunu hem de odamıza kaydı bulunan değerli esnafları doğru bilgilendirmek amacıyla bu açıklamayı yapma zorunluluğu doğmuştur.
1. “Yönetimden çıkarıldı” ifadesine ilişkin düzeltme
Mevcut Oda Başkanımız Sayın Ayhan Engin’in basına yansıyan açıklamasında, şahsım hakkında “yönetim kurulundan çıkarıldığı” yönünde bir ifade yer almaktadır. Bu ifade gerçeği yansıtmamaktadır.
Ben, Çanakkale Berberler ve Kuaförler Odası Yönetim Kurulu üyeliği görevimden kendi irademle istifa ettim. Sayın Engin’in birlikte yürüttüğümüz yoğun çalışma sonucunda seçim kazanarak göreve geldiği ilk yönetim döneminde kendisiyle birlikte aynı yönetim kurulunda yer aldım ve dönem sona ermeden ekte sunduğum 08/12/2017 tarihli dilekçemle başvurarak, tamamen kendi iradem ve değerlendirmem doğrultusunda bu görevden ayrılma talebinde bulundum. Bir sonraki yönetim oluşumunda bulunmayı reddettim. Bu karar, mevcut yönetim anayışıyla görevimi sürdürmemin mümkün olmadığını düşündüğüm bir noktada, mesleki ve etik duruşum çerçevesinde aldığım bir karardır.
Dolayısıyla, kamuoyuna ve üyelerimize saygıyla belirtmek isterim ki; herhangi bir “yönetimden çıkarılma” durumu söz konusu değildir.
Bu noktada konunun, kişisel beyanların ötesinde hukuki çerçevesiyle de açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Esnaf ve sanatkâr odaları, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır ve oda organlarında görev alma ya da görevden ayrılma süreçleri, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu ile açıkça düzenlenmiştir.
Anılan Kanun’un 10. maddesi; yönetim kurulu üyeliğinin:
· Oda başkanının takdiriyle “verilip alınabilecek” bir görev değil,
· Genel kurul iradesiyle kazanılan ve ancak yine genel kurul iradesiyle sona erdirilebilecek bir organ görevi olduğunu açık biçimde ortaya koymaktadır.
Başkanın;
· Yönetim kurulu üyelerini tek taraflı iradesiyle “görevden alma”,
· “Yönetim kurulundan çıkarma”
şeklinde bir yetkisi kanunda öngörülmemiştir. Yönetim kurulu üyeliği, ya ilgili üyenin kendi istifası ile ya da kanunun öngördüğü usuller çerçevesinde genel kurul kararıyla sona erebilir.
Benim durumumda;
· Yönetim kurulu üyeliğimin sonlandırılmasına dair alınmış herhangi bir genel kurul kararı mevcut değildir.
Bu nedenle Sayın Başkan’ı, kamuoyuna açıkladığı iddiayı, tarih ve sayısı bulunan resmi belgelerle ispat etmeye davet ediyorum. Sayın Engin son açıklamasında “Esnaf uyumludur, sabırlıdır, dengelidir, adaletlidir. Ahlaklıdır, inançlıdır.” demiştir. Yönetimden çıkarıldığıma dair asılsız beyanı göz önünde bulundurulduğunda, açıklamasında söz ettiği “ahlak” ifadesi sorgulanabilir bir hal almıştır.
Kendisini ayrıca, seçim kazanarak görev yaptığı üç dönem boyunca oluşturduğu yönetim kurulları hakkında kamuoyunu şeffaf ve ayrıntılı şekilde bilgilendirmeye davet ediyorum. Hangi dönemde kimlerin yönetim kurulunda yer aldığı, bu isimlerden kaçının görev süresi içinde istifa ettiği, kaçının sonraki dönemlerde kendisiyle birlikte göreve devam ettiği veya etmediği gibi hususlarda, isim ve belgelere dayalı istatistiki verilerin paylaşılması; hem yönetim anlayışının ve tutarlılığının hem de yönetim kurulu üyelerinin yönetim süreçlerine ne ölçüde dâhil edildiğinin görülmesi açısından önemlidir.
2. Değişim kaçınılmazdır; bu değişim yönetimden başlamalıdır
Mevcut başkan sayın Engin basında yer alan son açıklamasında esnaf teşkilatlarının daha vizyoner, daha çağdaş ve daha etkili bir yapıya kavuşması gerektiğini ifade etmiş, düşük profilli temsil anlayışının artık geride kalması gerektiğini söylemiştir. Son üç dönem kendisinin başkan olduğunu hatırlatmak isterim. Bu sözleriyle kendisi ve yol arkaşlarını böylesine eleştirmesi tarafımızca şaşkınlıkla karşılanmıştır. Sayın Engin’in hem oda başkanlarının çok kaç dönem başkanlık yapmasının uygun olduğuna dair kamuoyuyla paylaştığı önceki açıklamalarında hem de bir önceki açılmasında dile getirdiği “değişim kaçınılmazdır” tespitine katılıyorum. Evet, değişim kaçınılmazdır ve meslek örgütleri açısından belirli aralıklarla yenilenme, tazelenme ve yönetim anlayışının güncellenmesi son derece sağlıklıdır.
Ancak bu değişim; sadece sözde, sadece cümlelerde kalmamalı; öncelikle yönetimden ve oda başkanlığından başlamalıdır.
Benim adaylık gerekçem;
· Odamızda daha katılımcı,
· Daha şeffaf,
· Üyeye dokunan,
· Sözünü tutan ve hesap verebilir
bir yönetim anlayışını hâkim kılma arzusudur.
Değişime gerçekten inanıyorsak, bu inancı sandıkta somutlaştırmak, yeni bir yönetimle yeni bir sayfa açmak zorundayız.
3. Seçim sonuçlarına ve üyelere bakış açımız
Sayın Başkan, son seçim döneminde,iki adaylı bir seçim sonucunda oda başkanı olmuştur. Bu seçim şartlarında ortaya çıkan oy oranı, demokratik yarışın doğal bir sonucudur ve bu açıdan bakıldığında söz konusu oran, şaşırtıcı veya olağanüstü bir tablo değildir.
Burada asıl dikkat çekici olan; kendisine oy vermeyen ya da bazı kararları onaylamayan üyelerin, açıklamalarında dolaylı biçimde “kişisel menfaat peşinde olan” küçük bir kesim gibi sunulmasıdır. Mevcut basın açıklamasında yer alan “yüzde 94 onay” ve geri kalan kesimin taleplerinin “kişisel çıkarlara” indirgenmesi, farklı düşünen meslektaşlarımızı ötekileştiren ve dışlayıcı bir yaklaşım izlenimi doğurmaktadır.
Oysa bir meslek örgütünde;
· Farklı düşünen,
· Muhalif oy kullanan,
· Öneri ve itirazları olan
her bir üyemiz değerlidir. Bizim anlayışımız; oy veren–vermeyen, destekleyen–eleştiren ayrımı yapmadan, tüm üyelerimizi kucaklamak ve herkesin söz hakkını güvence altına almaktır.
Sayın Başkan açıklamalarında sıklıkla “Ben” vurgusu yapmaktadır. Oysa ki bizim yola çıktığımız nokta “Biz”dir. Naçizane Orçun SONAT olarak, benim yapabileceklerimin elbette bir sınırı vardır; ancak yönetimimiz, kurullarımız ve üyelerimizin aktif katılımıyla hep birlikte çok daha başarılı olabileceğimize inanıyorum. Odamızın geleceğini, tek bir kişinin bakışıyla değil, “Biz” diyebilen ortak akılla şekillendirmek istiyoruz.
Ayrıca özellikle belirtmek isterim ki, bizim yönetim anlayışımızda Sayın Ayhan Engin de dâhil olmak üzere tüm üyelerimizin fikirleri değerlidir. Kendisini, fikirlerine her zaman değer verdiğimiz ve ötekileştirmek bir yana, her zaman yanımızda görmek istediğimiz bir meslektaşımız olarak görüyorum.
4. Organizasyonlar ve hizmetler sahadaki ihtiyacı karşılamamıştır
Görev süreci boyunca çeşitli organizasyonların düzenlendiği ifade edilmektedir. Elbette yapılan her çabanın kıymeti vardır; emek veren herkese teşekkür ederim. Ancak sahada, dükkânında, koltuğunun başında alın teri döken meslektaşlarımızdan bize yansıyan tablo şudur:
· Düzenlenen organizasyonlar,
· Mesleki gelişim faaliyetleri,
· Eğitim ve bilgilendirme çalışmaları,
üyelerimizin yoğun ve birikmiş talebini karşılamaya yetmemiştir.
Üyelerimizden gelen talepler doğrultusunda çok daha planlı, düzenli ve sistemli bir program ihtiyacı vardır. Bugün hâlâ pek çok üyemizin “Oda bize yeterince dokunmuyor, yeterince yanımızda değil” hissiyatına sahip olması, mevcut hizmetlerin yeterli olmadığını açıkça göstermektedir.
5. Amacımız polemik değil, ortak geleceğimizi güçlendirmektir
Bu açıklamayı; hiçbir meslektaşımı, hiçbir yöneticiyi hedef göstermek için değil, gerçekleri netleştirmek ve odamızdaki tüm meslek gruplarının geleceğine dair bakış açımı paylaşmak için yapıyorum.
Bugüne kadar odamıza emek vermiş herkese saygı duyuyor, katkı sunan herkese teşekkür ediyorum.
Ben Orçun SONAT olarak;
· Kimseye kişisel husumet beslemeden,
· Kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden,
· Tüm üyelerimizi eşit gören,
· “Ben” yerine “Biz” diyen
birleştirici bir anlayışla bu göreve talip olduğumu ifade ediyorum.
6. Son söz
Karar, her zaman olduğu gibi, Çanakkale Berberler ve Kuaförler Odası’nın kıymetli üyelerinindir.
Ben, mesleğimize, şehrimize ve siz değerli meslektaşlarıma güveniyorum. Değişimin;
· Daha adil,
· Daha düzenli,
· Daha kazançlı bir çalışma ortamı için bir fırsat olduğuna yürekten inanıyorum.
Bu doğrultuda, tüm üyelerimizi sağduyuyla değerlendirme yapmaya, ayrıştırıcı değil birleştirici bir dil ve anlayıştan yana tercihte bulunmaya ve kendi geleceklerine, kendi oylarıyla yön vermeye davet ediyorum.”
(HADİYE AYŞE İRİM)