havadurum

Türk Eğitim-Sen “Eğitimde şiddet yasası çıkartılsın!”

Türk Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi, 7 Mayıs tarihinde İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde okul müdürü olarak görev yapan İbrahim Oktugan’ın öğrencisi tarafından silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetmesinin ardından basın açıklaması düzenledi.

656

7 Mayıs tarihinde İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde okul müdürü olarak görev yapan İbrahim Oktugan, öğrencisi tarafından düzenlenen silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetti. Olayın ardından, Türkiye genelinde eğitim sendikaları tarafından iş bırakma kararı alındı. Tüm sendikalarla birlikte Türk Eğitim-Sen, bugün iş bıraktı. İbrahim Oktugan’ın, hayatını kaybetmesinin ardından, Türk Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi, Truva Atı önünde basın açıklaması düzenledi. Düzenlenen basın açıklamasını okuyan Türk Eğitim -Sen Çanakkale Şubesi Başkanı Resul Demirbaş “Şiddete yönelik önlem almanız için daha kaç eğitimcimizi yitireceğiz?” dedi. Yürüyüşün ardından Türk Eğitim-Sen, yürüyüş gerçekleştirdi.

“Tüm bu şiddet olaylarına zemin hazırlanmaktadır”

Konuşmasına İbrahim Oktugan’a rahmet sevenlerine dileyerek başlayan Başkan Demirbaş “Okullarımızda öğretmene şiddet, mobbing, taciz, itibarsızlaştırma vakaları ciddi önlemlerin, yasal düzenlemelerin ve esaslı politikaların hayata geçirilememesi nedeniyle maalesef had safhaya ulaşmıştır. Disiplin yönetmeliklerinin yetersizliği, eğitimcilerin itibarını zedeleyen ve sadece adı değişen öğretmeni şikâyet hatları, öğretmenlik mesleğinin mülakat, torpilli yönetici görevlendirmeleri, rotasyon, performans, şeffaf olmayan ödül ve ceza gibi uygulamalarla rencide edilmesi, hem ekonomik ve sosyal hem de özlük haklarının gasp edilmesi, eğitimcilerimizi tahkir eden yayın, tutum ve açıklamalar, ‘eti senin kemiği benim’ şeklindeki güven ve teslimiyet anlayışının çok gerilerde kalması tüm bu şiddet olaylarına zemin hazırlamaktadır” ifadelerini kullandı.

“MEB’in fedakarlıktan kaçmaması çok önemlidir”

Okullarda güvenlik görevlisinin bulunmasının ve okulların tamamında kamera bulundurulmasının hayati bir zorunluluk olduğunu dile getiren Demirbaş “Çoğu okulumuzda güvenlik görevlisinin bulunmaması, güvenliğin sadece nöbetçi öğretmenler eliyle sağlanmaya çalışılması, kamera sisteminin olmaması şiddet olaylarına zemin hazırlamaktadır. Oysa her okulumuza güvenlik görevlisi alımı yapılması ve okullarımızın tamamında kamera bulundurulması hayati bir zorunluluktur. MEB’in bu konuda okullara bütçe tahsis etmesi, fedakârlıktan kaçınmaması çok önemlidir” sözlerine yer verdi.

“İki kez kanun teklifi hazırlayarak TBMM’ye ilettik”

2019 ve 2023 yıllarında iki kez kanun teklifi hazırlayarak eğitimcilerin daha güvenli bir ortamda çalışmasına yönelik taleplerini TBMM’ye ilettiklerini söyleyen Başkan Demirbaş “Öte yandan Türk Eğitim-Sen olarak eğitimde şiddetin önlenmesi, etkili ve caydırıcı tedbirler geliştirilmesi, eğitim çalışanlarının güvenli bir ortamda çalışmasının yasal koruma altına alınması amacıyla hem 2019 hem de 2023 yıllarında iki kez kanun teklifi hazırlayarak, milletvekilleri aracılığıyla TBMM’ye ilettik. Kanun tekliflerimizde özellikle eğitim çalışanlarına yönelik şiddete asla hoşgörü gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve kamu sağlığını bozduğu için de ayrıca cezalandırılacağı düşüncesinin oluşturulmasının hükme bağlanmasını istedik. Özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim çalışanlarının da, görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılması, cezaların artırılması ve şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılmasını talep ettik. Bu noktada tüm siyasi partilerimiz birlik içinde olarak bu teklife destek vermesi ve teklifimizin yasalaşması en büyük beklentimizdir” cümlelerine yer verdi.

“Daha fazla eğitim şehidi verilmesine müsaade etmemeliyiz”

Türk Eğitim-Sen’in şiddetle mücadelesinin yalnızca kanun tekliflerinden ibaret olmadığının üzerinde durarak geçmişe yönelik faaliyetlerinden bahseden Başkan Demirbaş “Eğitimde Şiddet Yasası çıkarılmasının yanı sıra Meclis Araştırma Komisyonu kurulması, Türk Ceza Kanunu’nda eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmesi de Türk Eğitim-Sen’in öncelikli taleplerindendir. Daha fazla eğitim şehidi verilmesine müsaade etmemeliyiz. Türk Eğitim-Sen’in şiddetle mücadelesi sadece kanun tekliflerinden ibaret değildir. Sendikamız 2019 yılında öğretmenlerimiz ve eğitim çalışanlarımız ile birlikte 81 ilden Sayın Cumhurbaşkanı’na 81 mektup gönderdi” diye konuştu.

“Şiddete yönelik özel bir politika geliştirmesini istiyoruz”

‘Eğitimde Sıfır Şiddet’ temasıyla sahaya inerek, eğitmenlere yönelik şiddet sorununa yer verdiklerini söyleyen Demirbaş “Şiddeti protesto eden iş bırakmayı da içeren sayısız eylem, basın açıklaması ve basın toplantısı yaptık, ‘Eğitimde Sıfır Şiddet’ temasıyla alanlara indik, anketlerimizle, araştırmalarımızla, afişlerimizle, yazılı ve görsel yayınlarımızla şiddet sorununa dikkat çektik. Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi iken 2019 tarihinde odasında öğrencisi tarafından hunharca katledilen Ceren Damar Şenel’in davasına müdahil olarak katıldık. Ayrıca; Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda eğitim çalışanlarına yönelik şiddet ile ilgili yasal düzenlemenin yer alması için de büyük mücadele veriyoruz. Eğitimde şiddetin önlenmesi için yasal düzenlemenin yer almadığı bir ÖMK’yı hiçbir surette kabul etmiyoruz. Üstelik bu da yetmez diyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı mutlaka kamu/özel ayrımı yapmadan eğitimde şiddete yönelik özel bir politika geliştirmesini istiyoruz” dedi.

“Özellikle okullarımızdaki rehberlik birimleri daha etkin hale getirilmelidir”

Okullarda şiddetin önlenmesi için kamu spotlarının hazırlanması, şiddeti de beraberinde getiren davranışlar için etkili tedbirler geliştirilmesinin öneminin üzerinde duran Başkan Demirbaş “Okullarda rehberlik birimleri daha etkin hale getirilmeli, rehber öğretmen sayıları artırılmalıdır. Tüm bunların yanı sıra; Eğitim çalışanlarına yönelik gerçekleştirilen itibar suikastları son bulmalı, statü kaybı önlenmeli, rehber öğretmen sayısı artırılmalı, siyasiler, sanatçılar, sporcular gibi topluma rol model olan insanların eğitim çalışanları ile birlikte görünürlükleri artırılmalı, yazılı, görsel ve sosyal medya haberlerinde kullanılan ‘dil’e özen gösterilmeli, eğitimde şiddeti önlemeye yönelik etkin kamu spotları hazırlanmalı, öğrenciler arasında çeteleşme, madde bağımlılığı gibi şiddeti de beraberinde getiren davranışlar için etkili tedbirler geliştirilmelidir. Özellikle okullarımızdaki rehberlik birimlerinin daha etkin hale getirilmesi gerekirken, bu noktada 100 öğrenciye bir rehber öğretmen düşmesi sağlanmalıdır” diye konuştu.

“Her daim destekçisiyiz”

Konuşmasına geçmişte hayatını kaybeden eğitimcileri anarak devam eden Demirbaş “Rabia Sevilay Durukan, Mehmet Aktaş, Ayhan Kökmen, Ceren Damar Şenel, Necmettin Kuyucu, İbrahim Oktugan… Hayatlarının en verimli döneminde sevdiklerinden, öğrencilerinden koparılan tüm şehit eğitimcilerimizi saygı, rahmet ve özlemle anıyoruz. Şiddete maruz kalan sayısız eğitimcimize de minnetlerimizi iletiyor, her daim destekçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz” sözlerini kullandı.

“Öğretmenlere verdiğimiz değer çocuklarımızın geleceğine yönelik verdiğimiz kıymettir”

Şiddetle mücadele etmeyi sonuna kadar sürdüreceklerini ve müsamaha göstermeyeceklerini belirten Başkan Demirbaş “Değerli meslektaşlarımız; Eğitim çalışanlarımıza yönelik şiddet aslında geleceğimize sıkılan kurşundur. Bu nedenle geleceğimizin karartılmasına müsaade etmeyeceğiz, şiddete müsamaha göstermeyeceğiz. Türk eğitimcileri olarak şiddetle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Vandallara teslim olamayacak, bu vahşet olaylarının önüne geçilmesi için gerekli tedbirler alınana kadar konuyu gündemde tutmayı ve farkındalık oluşturmayı sürdüreceğiz. Eğitimcilerimizin can güvenliğinin sağlandığı çalışma ortamlarına kavuşması en büyük temennimizdir. Şuurlu nesiller yetiştirmek biz eğitimcilerin olduğu kadar ailelerin de en önemli görevidir. Buradan bir kez daha ailelerimize ve tüm topluma çağrıda bulunuyoruz: Öğretmenlere verdiğimiz değer çocuklarımızın geleceğine yönelik verdiğimiz kıymettir. Bu bilinçle hareket etmek milli bir ödevdir” ifadelerine yer verdi.

Basın açıklamasının ardından Türk Eğitim-Sen, Truva Atının önünden İskele Meydanı'na yürüyüş gerçekleştirdi.

(ESRA GÜLLER)
Paylaş