yandexmetrikacounter
Adli Bilimciler Derneği'nden Kritik Uyarı | Çanakkale Olay

Adli Bilimciler Derneği'nden Kritik Uyarı

Adli Bilimciler Derneği, sağlık çalışanları ve infaz koruma görevlilerinin mesleki üniformalarıyla toplu taşıma kullanmalarının güvenlik, psikososyal ve hukuki riskler taşıdığına dikkat çekti.

93

Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. İ. Hamit Hancı ve Adli Bilimciler Derneği Adli Yöneylem Komisyonu Başkanı Dr. Av. Alp Aslan tarafından yapılan bilgilendirme ile mesleki üniformalar ile toplu taşıma kullanmanın sakıncılarına değinildi. Açıklamada COVID-19 pandemisinde sağlıkçılara yönelik şiddet ve damgalanma vakalarının artması hatırlatıldı.

Dernekten yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Son zamanlarda özellikle sağlık meslek mensupları ile infaz koruma görevlilerinin mesleki kıyafetleriyle işyeri dışında özellikle de toplu taşıma araçlarında seyahat ettikleri çok sık rastlanır olmuştur.

Sağlık çalışanları (doktor, hemşire, diğer sağlık personeli) ile cezaevi infaz ve koruma memurları gibi görevlilerinin mesleki üniformalarıyla işyeri dışında, özellikle toplu ulaşım araçlarında bulunmaları çeşitli riskler doğurma potansiyeline sahiptir.

Bu riskler fiziksel güvenlikten psikososyal etkilere, sağlık ve mahremiyet sorunlarından hukuki boyutlara uzanmaktadır.

Güvenlik Riskleri

Mesleki üniforma, taşıyan kişiyi o mesleğin mensubu olarak kolayca tanımlanabilir kılar.

Bu durum, hem sağlık çalışanları hem de infaz koruma görevlileri için saldırı veya hedef olma riskini artırabilir.

Örneğin cezaevlerinden kaçan hükümlüler veya terör örgütleri, infaz koruma memurunun üniforması sayesinde kimliğini belirleyip intikam veya saldırı planlayabilir.

Türkiye’de infaz memurlarını taşıyan bir servis otobüsüne düzenlenen bombalı saldırıda bir memur şehit düşmüş, 23 memur yaralanmıştır. Bu tür olaylar, özellikle uniformalı servis araçları veya toplu taşıma araçlarının geçiş zamanlarının saldırganlarca izlendiğine işaret etmektedir.

Ayrıca sağlıkla ilgili üniformalar, hastanelerde veya benzeri yerlerde görevli sağlıkçıların, şiddete eğilimli kişiler veya travmatik psikolojisi olan kişiler tarafından da kolayca tanınmasına yol açabilir.

Kişilerin üniforma ile görüldüğünde toplumda yanlış bir korku veya öfke uyandırması mümkündür. Örneğin Bermuda Hastanesi yetkilileri, sağlık çalışanlarının dışarıda üniformalarıyla dolaşmaları durumunda toplumda yarattığı rahatsızlık ve olası tahrik edici durum nedeniyle personeli yalnızca işyerinde üniforma giymeleri konusunda uyarmıştır.

Benzer şekilde, Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı COVID-19 pandemi rehberinde “sağlık çalışanlarının iş kıyafetleri-üniformaları iş yerinde bırakılmalı” denilerek bu riske dikkat çekilmiştir.

Ayrıca üniformadaki rozet, isim etiketi veya kurum logosu, olası saldırganın kişiyi tespit etmesini kolaylaştırmaktadır.

Bu nedenle üniforma, olası fiziksel saldırı ya da şiddet içeren eylemlerde hedef alma riskini artırmaktadır.

Psikolojik ve Sosyolojik Etkiler

Mesleki üniforma nedeniyle çalışanların toplum tarafından damgalanması, dışlanması veya ayrımcılığa uğraması, psikolojik stres ve sosyal izolasyon gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. COVID-19 pandemisinde sağlık çalışanları, virüs taşıyıcısı olarak görülme korkusuyla toplu taşımaya alınmama, sokakta sözlü saldırıya uğrama, ev sahibi tarafından evden çıkarılma gibi çok sayıda hak ihlaline maruz kalmıştır.

Bir derleme çalışmaya göre, pandemi sürecinde sağlık çalışanlarına yönelik damgalanmalar “şiddet ve sosyal hakların elinden alınması” biçiminde kendini göstermiş, bu da çalışanların biyopsikososyal, mesleki ve ekonomik düzeyde olumsuz etkilenmesine yol açmıştır. Hekimler ve hemşireler kadar diğer sağlık personeli de bu olumsuz tutumlar yüzünden yoğun psikolojik gerilim yaşamış; tedirginlik, anksiyete, tükenmişlik (burnout) ve depresyon gibi sorunlar görülmüştür.

Bu psikososyal baskılar, yalnızca sağlıkçılar için değil infaz koruma görevlileri için de söz konusudur. Cezaevlerinde geçirilen stresin topluma yansıması halinde, infaz görevlileri işe ve toplu taşımaya vardıklarında önyargıya maruz kalabilir; bu da zamanla iş performansını ve psikolojisini olumsuz etkileyebilir.

Gizlilik ve Kişisel Güvenlik

Mesleki üniforma, kişinin hangi kuruma bağlı olduğunu ve görev alanını halka ifşa eder. Bu durum, çalışanların kişisel mahremiyetini ve güvenliğini tehdit edebilir. Örneğin bir doktorun veya cezaevi memurunun üniforması ile sosyal medyada veya basında görünmesi, nerede görevli olduğunu açığa vurabilir. Suç örgütleri veya kendisini mağdur hisseden kişiler, üniformadaki bilgiler sayesinde kişiyi veya ailesini izleyebilir, takip edebilir. Ayrıca, üniformayı taşıyan kişinin kimlik kartı genellikle adı, unvanı ve kurum bilgisini içerir; bu da tanımayı kolaylaştırır.

Sağlık Bakanlığı’nın genelgesi de üniformalı personelin yakasında adı-soyadı ve unvanı taşıyan kimlik kartı bulundurmasını zorunlu kılarak bu durumu vurgulamıştır.

İş dışında üniformalarını taşıyan sağlıkçı veya memurların, hastane veya cezaevi çevresi dışındayken bilgilerini gizlemesi güçleşir. Bu durum kötü niyetli kişilerce fiziksel taciz veya tehdit olasılığını artırır.

Bu nedenler kurumlar, üniformanın işyeri dışına çıkarılmaması veya sadece iş mahalli giriş-çıkışlarında giyilmesi yönünde tedbirler önermektedir. Örneğin Sağlık Bakanlığı, pandemi rehberine göre iş kıyafetlerinin iş yerinde bırakılmasını önermiştir.

Meslek Etiği ve Kurum Politikaları

Meslek etiği açısından, üniforma çalışanlar için hem sorumluluk hem de aidiyet simgesidir. Üniforma, kurumla bütünleşmeyi, mesleki standardı sağlar ve hastaların güvenini artırır.

Kurum politikaları genellikle bu kıyafetin yalnızca iş sırasında giyilmesini şart koşar.

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın 2010/34 sayılı “Kıyafetler Hakkında Genelge”si, hastanelerdeki tüm sağlık personelinin görev saatlerinde tanımlanmış üniformayı giymesini ve üzerinde adı-soyadı bulunan yaka kartı taşımasını zorunlu kılar. Buna karşın bu genelge dışındaki saatler için kılık kıyafet serbestliği vardır ve dışarıda üniforma giyenler hakkında bir kısıtlama yoktur. Pandemi sürecinde ise vatandaşın rahatsızlığını önlemek ve hijyen nedenleriyle Sağlık Bakanlığı, çalışanlarını gündelik kıyafetle gidip gelmek konusunda uyarmıştır.

Benzer bir yaklaşım infaz koruma memurları için resmen tanımlanmamış olsa da, cezaevi yönetmelikleri içindeki üniforma hükümleri yalnızca görev başını kapsar.

Genel olarak kurumlar, meslek etik kuralları gereği dışarıda üniformalarının işaret ettiği gücü ve konumu suiistimal etmemelerini, bireysel çıkar için kullanmamalarını bekler.

Hukuki Boyut

Türk mevzuatında mesleki üniforma kullanımıyla ilgili özel bir düzenleme olmamakla birlikte, çeşitli kanunlar dolaylı etkiler içermektedir. Örneğin 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverenin çalışanların sağlığını ve güvenliğini koruma yükümlülüğünü tanımlar.

Eğer üniformanın dışarıda giyilmesi bir enfeksiyon veya tehlike riski içeriyorsa, bu durumda işverenin risk değerlendirmesi yapıp gerekli önlemleri alması gerekir.

Öte yandan çalışanların kılık kıyafet seçimi Anayasal çerçevede de ele alınabilir: Çalışma ortamında işverenler kıyafet yönetmeliği koyabilir, ancak vatandaşın günlük yaşamında kendini istediği şekilde giyinme hakkı Anayasa’nın temel hak ve hürriyetleri kapsamında sayılır.

Yasal düzenlemelerin çoğu “iş saatindeki üniforma” üzerinedir; işyeri dışındaki durumları doğrudan yasaklayan bir hüküm yoktur.

Önleyici Stratejiler ve Öneriler

Çalışanların güvenliğini artırmak için birkaç önlem öne çıkmaktadır. İlk olarak, kurum içinde üniforma politikasının netleştirilmesi gerekir: Üniformaların yalnızca işyerinde giyilmesi ve işe git- gelir sırasında mümkünse düz kıyafet tercih edilmesi teşvik edilmelidir.

Hastaneler ve cezaevi yönetimleri, personeline iş sonrası kıyafet değişimi için imkan (örneğin soyunma odası ve yedek kıyafet) sağlamalıdır.

Toplu taşımada ise gerekirse özel izinli servis araçları veya ücretsiz ulaşım seçenekleri sunulabilir.

Çalışanlar, sosyal medyada veya cepte taşıdıkları kimlik kartları gibi işyeriyle ilgili unsurları gizlemeye özen göstermelidir.

Güvenlik eğitimi ve farkındalık programları, çalışanları hedef olma ve taciz riskleri konusunda bilinçlendirerek risk yönetimini güçlendirecektir.

Sonuç

Türkiye bağlamında sağlık çalışanlarının ve infaz koruma görevlilerinin mesleki üniformalarıyla işyeri dışına çıkmaları, çeşitli güvenlik, psikososyal ve hukuki riskler barındırmaktadır. Enfeksiyon kontrolü, toplum algısı ve hedef olma ihtimali gibi nedenlerle iş kıyafetlerinin genellikle yalnızca işyerinde giyilmesi önerilmektedir.

Ancak kişisel hak ve özgürlükler ile işyeri kuralları arasında dengeli bir politika izlenmelidir.”

(HABER MERKEZİ)
Paylaş