Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde, Kazdağları’nın eşsiz florasında üretim yapan Arya’dan Arı Ürünleri, doğal ve katkısız bal üretimiyle dikkat çekiyor. Uğur Tunca ve eşi tarafından kurulan aile işletmesi, dededen kalma arıcılık geleneğini Kazdağları’nın tertemiz doğasında yaşatıyor.
Arılığa giden yolun kendileri için başlı başına bir anlam taşıdığını ifade eden Uğur Tunca, doğayla kurdukları bağı şu sözlerle anlattı; “Arılığa giden yollar… Her virajında doğanın kokusu, her durakta huzur var. Rüzgârın sesi ve kuşların eşliği arasında, arıların emeğine doğru bir yolculuk yapıyoruz. Bu yol sadece arılığa çıkan bir güzergah değil; doğayla yeniden bağ kurduğumuz, şehir hayatının karmaşasından uzaklaşıp nefes aldığımız bir süreç. Her gidişte biraz daha doğaya, biraz daha kendimize yaklaştığımızı hissediyoruz. Orada olmak, toprağa dokunmak ve arıların düzenine tanıklık etmek bize hem güç hem de huzur veriyor" şeklinde ifade ederek doğanın güzelliklerinden bahsetti.
Kazdağları’nın zengin florasının balın karakterini doğrudan etkilediğini söyleyen Tunca, üretimde tamamen doğal yöntemleri benimsediklerini vurgulayarak şunları kaydetti; “Gülümseyen yüzümüz, emeğimiz ve doğallığa olan bağlılığımızla üretim yapıyoruz. Kazdağları’nın sunduğu eşsiz bitki çeşitliliği, balımıza kendine özgü bir aroma ve kalite kazandırıyor. Çam, kestane, meşe, hayıt, karaçalı, kekik ve ıhlamur süzme ballarımızın her biri bu toprakların doğal zenginliğini yansıtıyor. Üretim sürecimizin hiçbir aşamasında katkı maddesine yer vermiyoruz. Arılarımız ne topluyorsa, sofralara da aynısı ulaşıyor. Doğaya zarar vermeden, arının emeğine saygı duyarak ve geleneksel arıcılık anlayışını sürdürerek üretmeye devam ediyoruz. Bizim için bal, sadece bir ürün değil; doğayla kurduğumuz bağın ve alın terimizin en saf göstergesidir" dedi.
Özellikle meşe balının ayrı bir yere sahip olduğunu ifade eden Tunca, bu balı “Kazdağı’nın siyah altını” olarak nitelendirdi. Meşe balını anlatırken şu ifadelere yer verdi; “Kazdağı’nın doruklarında rüzgar eserse arılar da çalışır. Meşe ağaçlarının gövdesinde, toprağın derinlerinden gelen bir sır saklıdır. İşte o sırrı bal kovanına taşıyan arılar, doğanın en koyu, en güçlü özünü armağan eder bize. Bu bal tatlı değil, karakterli. Her kaşığında Kazdağı’nın nefesi, meşenin gölgesi, arının emeği var" ifadelerini kullanan Tunca arıların ürettiği balda bir karekter olduğundan bahsetti.
Ürettikleri her kavanozda emeği ve güveni tüketiciyle buluşturmak istediklerini dile getiren Tunca, sözlerini şöyle sürdürdü; “Ne zamandan ne de doğadan çalınmış bir ürünümüz var. Üretim sürecini hızlandırmadan, arının doğal ritmine saygı duyarak çalışıyoruz. Sadece beklenmiş, olgunlaşmış ve gerçek balı sofralara sunuyoruz. Tüketicimizin içi rahat olsun istiyoruz; bir kavanozu açtıklarında doğanın saflığını ve emeğin karşılığını hissetsinler. Bizim hedefimiz kısa vadeli kazançlar değil, kalıcı bir güven oluşturmak. Lezzetin ve güvenin adı olmak, yıllar boyunca aynı çizgide üretim yapabilmek en büyük idealimizdir" şeklinde ifade eden İşletme sahibi Uğur Tunca tüketiciye sadece bal değil, emeğin ve doğanın gerçek değerini sunmanın işletme olarak çok kıymetli olduğundan bahsetti.
(ERHAN TAYLAN)