CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu Çanakkale'de

Belediye ziyaretinin ardından CHP Çanakkale İl Binasına geçen Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, burada CHP İl Başkanı Hamza Karagöz, CHP Merkez İlçe Başkanı Nejat Önder, Belediye Başkan Vekili Adnan Güler, Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, CHP Çanakkale Milletvekili Adayları Muharrem Erkek, Bülent Öz, Ümit Ural ve partililerle bir araya geldi.  

 

CHP Çanakkale İl Başkanı Hamza Karagöz; “1 Kasım seçimlerine 11 gün kaldı. Çanakkale’de hepinizin gözlemlediği gibi, en iddialı parti CHP çalışmalarını en hızlı bir biçimde yürütmektedir. Bu günde bu çalışmalarımıza güç vermek, Çanakkale’yi daha üst seviyelere çıkarmak için Genel Başkan Yardımcımız Sayın Enis Berberoğlu, bizleri kırmayarak Çanakkale’ye geldi. Şunu söyleyebiliriz ki, CHP bu seçimlerde de en yakın rakibine fark atarak bu seçimi bitirecektir. Bizim hedefimiz, geçen seçim 135 bin olan oyumuzu 150 bin civarına çıkartmak olacak ve bu oyları alacağız. Çanakkale’den Türkiye’ye bir ses vereceğiz. Diyeceğiz ki, kimse demokrasiden vazgeçmesin. Demokrasiden vazgeçenlerin sonu, tarih süreç göstermiştir ki, ne kendilerine hayrı dokunmuş, ne de ülkelerine hayrı dokunmuş. Onun için Cumhuriyetimizin ön sözünün yazıldığı bu topraklardan tekrar ülkemizi yönetenlere sesleniyoruz. Demokrasiden vazgeçmeyiniz, toplumsal barışı sağlamada yararlı olunuz, acılar üzerinden kimse siyaset yapıp pirim yapmaya çalışmasın. Bunların ne ülkemize, ne de partilere yararı olur. Biz Çanakkale’de bütün siyasi partiler olarak barış içerisinde, barışın kentinde, CHP olarak ona yakışır bir seçim çalışması yürütmekteyiz. Rakiplerimize başarılar dileriz, ama zafer CHP’nin olacaktır” dedi.

 

CHP İletişim ve Medya ile İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu; “Aslında Çanakkale’ye gelme sebebim seçim çalışmalarına katkı sunmak, ama onunda ötesinde, Çanakkale kadar başarılı bir örgüt, çalışma yürüten CHP kadrosunu izlemek benim için ayrı bir onurdur ve güzel bir tecrübe olacak. Çanakkale gerçekten de geçmiş 3-4 seçimde çıtasını yükselten ve adeta kendisiyle yarışan bir CHP yarattı. Bu Türkiye açısından bir kazanım. Biraz önce sayın başkanımın da ifade ettiği gibi, 100 yıl önce burada yaşanan ve bizim çıkartmadığımız, bizim maalesef tarafı olduğumuz bir   savaşın şehitlerinin mezar taşlarına baktığınız zaman, bu gün ülkemizde yaşanan sürecin ne kadar anlamsız olduğunu da gösteriyor. Geçen 100 yıl önce bu kentte ne olduğunu hepimiz, tarih kitaplarından, ailelerimizden biliyoruz. Gelecek 10 yıl bu kentin ne olacağına dair önünüze CHP’den daha iyi bir vizyon koyan parti var mı? Bakın, sorularım öyle çok karışık değil. Bu ülkenin Başbakanı, Alman Şansölyesiyle görüştüğü gün, konu mültecilerdi. Siz Çanakkale’de 12 tane Pakistanlının cesediyle uğraşıyordunuz. Bunun arkasındaki hikaye sadece mülteci hikayesi değildir. Türkiye’nin bizim değiştirmek üzere yola çıktığımız yanlış politikasının neticesidir. Alman Başbakanı Türkiye’ye gelip adeta rüşvet verir gibi siz bu mültecileri kendi topraklarınızda tutun, bizde size para verelim gibi bir şeyi sunmaya cesaret etmesi, bu politikanın nereye geldiğinin işaretidir. Geçelim iç politikaya. Bu kentin nüfusunun yüzde 25’i emekli olduğu görülüyor. Şöyle bir internete  girip, iş ilanlarına baktığınız zaman emeklinin çalışmak zorunda olduğunu görüyoruz. Yani emekli maaşının yetmediği görülüyor. Kediyle kavgalı bir milletvekiliniz var. Bir milletvekili kalkar da bir partinin kedisiyle uğraşır, anlamadım. Emekli maaşları zammı ilk gündeme getirdiğimizde şöyle bir kavgaya girmiş bu milletvekilli arkadaşımız, iddia ediyorum buna kaynak bulamazsınız demiş. Şimdi herhalde utanıyordur, iki sebeple. Bir kendi partisi, emekli maaşlarına zam yapacaklarını söyletmek için kendi maliye bakanını bir kanaldan öteki kanala koşturtuyor. Kanal kanal gezip, emekliye nasıl zam yapacaklarını anlatıyorlar. Ben onun yerinde olsam, derin bir utanç duyarım. İkincisi utanç vesilesi de şu; eğer emekliye zam gelecekse, sorarım size bu ülkede 7 Haziran’da iktidar değişti mi? 7 Hazirandan bu güne 20 Ekim’e kadar iki bayram geçti. Bu iki bayramda 1 ikramiye verilmesini kim engelledi? CHP mi, MMHP mi, HDP mi? Ellini kim tutuyor? O milletvekilli kardeşimizin, bir daha CHP’nin vaatlerini eleştirmeye kalkarken, kedi Şero düzeyinde de olsa, daha dikkatli olmasını öneririm. Yine baktım, çalışan nüfusun az olduğu, özellikle sanayide çalışan nüfusun az olduğu bir kentteyiz. CHP olarak önümüzdeki 30 yıllık Çanakkale vizyonumuzda, bizim doğayla barışık, iş-aş üreten bir sanayileşme projemiz var. Milletvekilimizin verdiği iki önergeyi biliyorsunuz, Milli Parklara dair.  Bu çerçeveye dahil. Bunları akılda tutarak, Çanakkaleliler oy verir diye düşünüyorum” dedi.

 

“Sayın Başbakan televizyon programında İŞİD bombacıları eyleme geçmedikleri zaman, gözaltına alma ve tutuklama yapamadıklarından yakınıyor” diyen Berberoğlu, “Sözle işlenmiş bir atılan suç var ortada. Baro Başkanının adresi belli. Atılan suçun işlendiği mecra, bir televizyon programı. Dolayısıyla, devlet tarafından şüphesi de yok. neye dayanarak gözaltı kararı alınıyor. Dava açılabilir, hepimiz hakkında açılabilir. Tercihim, Sayın Genel Başkanımızın talimatıyla hepimiz dokunulmazlıklarımızı bırakıp, her türlü ifade ve eylemlerimiz için kamuoyu önünde adil olarak yargılanmak isteriz. Ondan yana bir korkumuz yok. Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir yurttaşının da olmaması gerekir. Dolayısıyla, dava açılabilir. Kimseye dava açılamaz diye bir kural yoktur. Ama gözaltının özel kuralları vardır. Yani bu gün İŞİD bombacısı kalkıyor, polis takibi altındayken Ankara’ya geliyor, iki tane adamı getiriyor, sabah kahvaltı ettiriyor. Katliamın üzerinden kalkıp Antep’e gidiyor. Olaydan 5 gün sonra göz altına alınıyor. Televizyon programında ifadede bulunan Baro Başkanı, Baro’dan gözaltına alınıp, ifadeye götürülüyor. Burada orantısız bir adaletsizlik var” ifadelerini kullandı. (Burhan Mert Balcı)