19 Mart 1955’te Almanya’da doğan Bruce Willis, çocukluk yıllarını ABD’de geçirdi. Oyunculuk kariyerine 1980’lerde televizyon dizileriyle adım atan yıldız, asıl çıkışını 1988’de vizyona giren “Die Hard” ile yaptı. John McClane karakteri, onun hem kariyerinde hem de Hollywood aksiyon dünyasında bir dönüm noktası oldu.
Yalnızca aksiyonla sınırlı kalmayan Willis, “Pulp Fiction”, “The Sixth Sense”, “Armageddon”, “Unbreakable” ve “Red” gibi birbirinden farklı türlerde dev yapımlarla sinema tarihinde iz bıraktı. Kariyerine televizyon dizisi “Moonlighting” ile adım atmış olsa da asıl ününü beyaz perdede pekiştirdi.
Aldığımız bilgiye göre Hollywood’un taş gibi aktörü Bruce Willis, “Die Hard”daki John McClane rolünü aratmayacak bir mücadele veriyor. Yıllarca gökdelenlerden atladı, teröristleri tek elle alt etti ama hayat ona hiç beklemediği bir senaryo yazdı: Afazi…
(Afazi: beynin bazı bölgelerinde meydana gelen işlev bozukluğu)
Hollywood kulislerinde dolaşan dedikodulara göre, son filmlerinde yönetmenler setlerde ona özel bir sistem geliştirmiş. Replikleri hatırlaması zorlaştığı için sahne öncesi duvara büyük harflerle “Yippee-Ki-Yay!” yazılmış. Bruce, o meşhur bakışını atıp doğrudan aksiyona dalıyormuş. “Bu adam aksiyonun kitabını yazdı, replik ezberlemese de olur” diyorlar.
Bruce Willis’in kamera arkası hayatı da film gibi... Eski eşi Demi Moore ile Hollywood’un “altın çifti” sayılıyordu, şimdi ise eşi Emma Heming ile daha sakin bir hayat sürüyor. Beş kızı var, hepsine aşırı düşkün. Bir keresinde kızlarından biri sette onu “Baba, patlayan arabaların yanında ne işin var?” diye azarlayınca “Kızım, bu patlamalar bizim ekmek kapımız” demiş.
Söylentilere göre, Bruce’un hastalık süreci sonrası bazı yönetmenler “Onu filmde bir şekilde görmeliyiz” diyerek CGI ve dublör teknolojisine sarılmış. Hatta bazı sahnelerde sadece yüz mimiklerini kullanmak için setin bir bölümünü “Willis köşesi” diye ayırmışlar.
Sosyal medyada hayranları Bruce’a binlerce mesaj atıyor: “John McClane asla pes etmez!”, “Bizim kahramanımız sensin!” diyenler var. Söylenene göre bu mesajları görünce Bruce’un gözleri dolmuş ve espriyle “Bu mesajlar beni daha çok duygulandırıyor, patlayan helikopterlerden bile çok” demiş.
Bruce Willis, kariyerindeki onlarca efsane filmiyle zaten ölümsüzleşti. “Die Hard”, “Armageddon”, “The Sixth Sense” gibi filmlerle bir dönemin aksiyon efsanesi oldu. Şimdi kamera arkasına geçse bile, onun hikâyesi Hollywood’un en dokunaklı senaryosu gibi.
Hollywood’un altın çocuğu Bruce Willis, belki kameraların önünde daha az görünecek, ama onun hikâyesi hâlâ sinema tarihinin en güçlü senaryosu. Sert adam kimliğini kaybetmedi, sadece biraz daha sessiz bir kahramana dönüştü.
Haber ve Fotoğraflar: Berkay Koç, Halil İbrahim Yenigüllü, Vahit Can Aycibin
(HABER MERKEZİ)