Uzmanlar, ekran başında geçirilen sürenin dünya ortalamasının üzerinde olduğuna dikkat çekerek, aileleri dijital bağımlılık konusunda uyardı. Akademisyen ve teknoloji uzmanı Ecehan Ersöz, dijital bağımlılığın yalnızca bir teknoloji sorunu değil, davranışsal bir sağlık problemi haline geldiğini belirterek, "Teknoloji hayatı kolaylaştırırken, dijital bağımlılık sessiz bir salgın gibi yayılıyor. İnternet, yapay zekâ, sosyal medya ve çevrim içi oyunlar modern yaşamın ayrılmaz parçaları haline geldi. Ancak bu dijitalleşme rüzgârının gölgesinde büyüyen ciddi bir sorun artık görmezden gelinemiyor: dijital bağımlılık. Teknoloji bilgiye erişimi demokratikleştirdi, sınırları kaldırdı, üretimi hızlandırdı. Ama her ışığın bir gölgesi vardır. Artık sabahları ekranla uyanıyor, geceleri bildirim kontrol ederek uyuyoruz. ‘Kaçırma korkusu’ yerini ‘kendi hayatını unutma’ hâline bırakıyor. Bugün geldiğimiz noktada teknoloji; bilgiye ulaşmak kadar, onun içinde kaybolmakla da ilgili. Sosyal medya, oyunlar ve çevrim içi platformlar bireylerin zamanını ve duygusal dengesini ele geçiriyor" dedi.
Bağımlılıkların artık yalnızca maddelerle değil, veri ve dijital
alışkanlıklarla ölçüldüğüne dikkat çeken Ersöz, "Sosyal medya,
oyunlar, sürekli bildirimler Beynin ödül sistemine doğrudan etki
eden bir döngüden söz ediyoruz. Her bildirim bir ödül, her beğeni
bir onay, her yeni içerik bir kaçış kapısı. Beyin bu dijital
döngüye öyle alışıyor ki, gerçek dünyadaki başarıların yerini
sanal zaferler alıyor. Bir zamanlar çocuklar bisiklet
tekerleğinin dönüşüyle mutlu olurdu. Bugün bu mutluluk, bir
ekranda seviye atlamakla ölçülüyor. Oyun mekanikleri tıpkı bir
ödül sistemi gibi kurgulanıyor. Dopamin salgılanıyor, ‘bir görev
daha’ diyerek zaman algısı kayboluyor" dedi.
Dijital bağımlılık yalnızca sosyal medya ve oyunlarla sınırlı
değil. Yapay zekâ da artık bu zincirin bir halkası haline gelmiş
durumda. Dijital bağımlılığın yükselen türlerinden birinin yapay
zekâ ile aşırı etkileşim olduğunu belirten Ersöz, "Sabah uyanır
uyanmaz ChatGPT’ye gün planı soranlar, Midjourney olmadan tasarım
yapamayanlar, duygusal konuşmalarını yapay zekâ asistanlarına
yapanlar var. Bu etkileşim, beyinde ödül sistemini uyarıyor ve
bağımlılığa zemin hazırlıyor. Yapay zekânın bir üretim aracı
olmaktan çıkıp bir karar ortağı ya da duygusal eşlikçiye
dönüşmesi, zihinsel tembelleşme ve eleştirel düşünme becerisinde
gerilemeyle sonuçlanabiliyor. Çözüm ekranları tamamen kapatmak
değil, bilinci açmak ve dengeyi kurmak. Ailelerde dijital dengeyi
kurmak için çocukla çatışmadan konuşmak gerekiyor. Çocuklarımız
ekranların değil, hayatın sesine kulak versin. Parmakları sanal
dünyaya değil, hayata dokunsun. Çünkü insanın elindeki en büyük
güç, hâlâ kendi iradesidir" dedi.