yandexmetrikacounter
Rıdvan Uz’dan Meclis’te Sert Tepki: “Bakanl | Çanakkale Olay

Rıdvan Uz’dan Meclis’te Sert Tepki: “Bakanlık Bütçesi Görüşülürken Sıralar Boş”

İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, TBMM’de Sanayi ve Teknoloji ile Milli Savunma Bakanlığı bütçeleri görüşülürken AK Parti sıralarının büyük ölçüde boş olmasını “devlete saygısızlık” olarak nitelendirerek sert tepki gösterdi. Uz, konuşmasında bütçenin şeffaf olmayan cari transfer kalemleriyle sanayi ve teknolojiye gerçek katkı sağlamadığını vurguladı.

264

İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, TBMM’de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada AK Parti sıralarının büyük ölçüde boş olmasını sert sözlerle eleştirdi. Uz, böylesine kritik bir görüşmede iktidar sıralarında yalnızca birkaç milletvekilinin bulunmasının devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını vurgulayarak, “TBMM'de Bakanlıkların bütçesi görüşülüyor. Biri Sanayi, diğeri Milli Savunma Bakanlığı yani devletin iki omurgası. Genel Kurul’a bakıyorsun: AK Parti sıralarında sadece 4 milletvekili. O dört kişiden biri de telefonla meşgul.” dedi.

Milletvekili Uz, iktidarın Meclis’teki ilgisiz duruşunu “Bu iki bakanlığa saygısızlık” olarak nitelendirirken, bütçenin Türkiye’nin geleceğini, istikametini ve üretim kapasitesini belirlediğini söyleyerek iktidarın ekonomide ve sanayide şeffaf olmayan politikalara yöneldiğini savundu.

Rıdvan Uz’un konuşma metninin tamamı şöyle:

“İki önemli bakanlığımız burada. Sanayi bakanlığımız burada. Milli Savunma Bakanımız burada. Türkiye'nin iki lokomotif bakanlığı diyebiliriz. Yani biri sanayi açısından, biri milli savunma adına. Fakat şuradan gelirken biraz geç geldim. Şurayı sayayım dedim. Dört tane milletvekili var İktidar Partisinde. Dört tane vekil. Sayın grup başkanvekilim de zaten telefonla konuşuyor. Siz aranızda özür dilerim, aranızda bir vekil daha var. Onu sıkı tutun da o da gitmesin. Beş vekille iktidar burada. İçler acısı bir durum. Yani bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti etrafımız ateş çemberi derken Milli Savunma Bakanlığı ile ilgili bu kadar önemli gündem varken sadece beş milletvekilinin iktidar tarafından olması abeste iştigal bir durum. Dolayısıyla bu iki bakanımıza da saygısızlık olarak nitelendiriyorum. Bu da kayda geçsin. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın milletvekilleri, İyi Parti grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce meclisimizi ve büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz bütçe sadece bir bakanlığın bütçesi değil, aynı zamanda bir ülkenin niyetini, istikametini ve vicdanını temsil eden bir bütçe. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2024 bütçesi 79 milyar, 2025 124 milyar, 2026 177 milyar. Yani bir yılda artış oranı %42. Kâğıt üzerinde baktığımızda bütçemizi büyütüyoruz, sanayiye önem veriyoruz diyebiliriz. Ama asıl soru şu: Bu para gerçekten Türk sanayicisinin cebine, Türk mühendisinin aklına, Türk işçisinin alın terine mi gidiyor? Bu bütçeyi ekonomik sınıflandırmaya göre incelediğimizde tablo çok net. Personel giderleri 2026'da 4.8 milyar, SGK devlet primi 586 milyon, mal ve hizmet alımı 723 milyon. Yani bu üç kalemin toplamı bakanlığın devasa bütçesinde sadece devede kulak. Asıl bomba nerede patlıyor? Cari transferler. 2025'te 66 milyar, 2026'da 96 milyar. Artış oranı %46. Ve bu kalemin bakanlık bütçesi içindeki payı %55. Bakanlığın bütçesinin yarısından fazla cari transfer. Yani sermaye birikimi yaratmayan, karşılıksız, nereye gittiği çoğu zaman şeffaf olmayan ödemeler. Bu cari transferlerden Çanakkale'de, Eskişehir'de, Kayseri'de KOBİ ne kadar yararlanıyor? Makine parkı eskimiş, tezgâhını yenileyemeyen sanayicinin hangi derdine derman oluyor? Bir bakanlık düşünün, adı sanayi ve teknoloji, fakat bütçesinin çoğu ne sanayi yatırımı ne AR-GE ne de teknoloji… Cari transfer adı altında buharlaşıyor.

Bakın anlatayım. İmalat sanayisi kapasite kullanım oranı Ekim 2025 itibarıyla %76. Bunun sebebi ekonomideki belirsizlik kadar sanayicinin öngörü kaybı. KOBİ’lerin kalbi olan KOSGEB'in bütçesi 2025'te 12 milyar 704 milyon, 2026'da 11 milyar 165 milyon. Yani %12'lik bir düşüş var. Sayın Bakanım, sizin döneminizle bu dönem arasında kıyas yaptığımızda yine TÜBİTAK bütçesi 2025'te 51 milyar 586 milyondan 2026'da 46 milyar 163 milyona düşüyor. Yani %11 yine azalma var. O zaman sormak lazım Sayın Bakanım: Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Kıymetli milletvekilleri, yatırımların desteklenmesi programının hemen altına baktığımızda program dışı giderler kalemini görüyoruz. Bütçe payı %44. Neredeyse bütçenin yarısı program dışı. Adı üstünde: program dışı. Bu giderler kimlere, hangi projelere, hangi kriterlere göre dağıtılıyor? Bu da belli değil. Yoksa bu kalem, seçimden seçime hatırlanan proje açılışları, temel atma törenleri, fotoğraf verilip unutulan sanayi yatırımlarını mı kapsıyor olmasın?

2025'te 3.1 milyar civarındaki sermaye gideri 2026'da 7 milyarın üstüne çıkmış. Detaya baktığımızda Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü altında dış proje kredileriyle finanse edilecek yaklaşık 5.8 milyarlık yatırım planı öngörülüyor. Yani sanayicinin geleceğini bile borçla, dış proje kredisiyle inşa etmeye çalışıyorsunuz. Türk sanayicisi kendi gücüyle ayağa kalksın diye değil, dışarıdan alınan kredinin faizini, masrafını, kur riskini bu millet üstlensin diye kurgulanmış bir bütçe yapılmış.

Şimdi gelelim Sayın Bakan'ın komisyonda yaptığı sunumda tutanaklara geçen konuşmalarına… 20 çeyrektir kesintisiz büyüyor olacakmış. Bu yıl sonunda milli gelir 1.5 trilyon dolar, kişi başı gelir 17.000 dolar olacakmış. Sanayi üretimi endeksimiz Almanya, İtalya, Fransa'ya göre pozitif ayrışmada olacakmış. İnsanın bu cümleleri dinleyince herhalde Almanya’nın, Japonya’nın bütçesini görüşüyoruz da bizim haberimiz yok diyesi geliyor. Bakanlığın anlattığı Türkiye başka bir gezegen, Türk sanayicisinin yaşadığı Türkiye bambaşka bir gerçek.

Bakanlığın kendi verilerine göre Türkiye'nin yüksek teknoloji ürün ihracatının imalat sanayisi toplam ihracatı içindeki payı 2024'te sadece %3,6. OECD ortalaması ne kadar? %18. Yani biz ortalamanın 5’te 1’indeyiz. 20 çeyrektir büyüyoruz diyorsunuz Sayın Bakan, ama büyüyen katma değeri düşük, ithal girdiye bağımlı, düşük teknoloji üretiminden başka bir şey değil. Bir de öngörüsüzlük büyüyor.

O zaman soralım Sayın Bakan: AR-GE harcamalarının GSYH’ye oranı 1.46’ya çıktıysa neden genç mühendislerimiz, bilim insanlarımız TÜBİTAK yerine yurt dışındaki laboratuvarlarda gelecek arıyor? Son 3 yılda 17.000’den fazla mühendis ve yazılımcı neden yurt dışına gitti? Bir mühendis Almanya’ya gidiyor ama aslında Türkiye’nin 20 yıllık emeğini de götürüyor. Bu gidiş sadece insan kaybı değil, sermaye kaybıdır.

Bugün Türkiye’de bir organize sanayi bölgesine gidin… Bursa’da, Kocaeli’de, Antep’te, Konya’da patron da şikâyetçi, işçi de. Sanayici diyor ki: ‘Elektrik maliyeti belimi büküyor. Krediye ulaşamıyorum. Faiz altında eziliyorum. Kur istikrarsız, maliyet hesabı yapamıyorum. Makineyi yenilemek istiyorum. Yatırım teşviki kâğıt üzerinde var ama fiiliyatta yok.’ İşçi diyor ki: ‘Asgari ücretle ay sonunu getiremiyorum. Mesaiye kalmazsam evin kirasını ödeyemiyorum. Çocuğumu iyi bir okulda okutmak bizim için artık hayal.’ İşte bu bütçede bu somut gerçeklerin hiçbirinin cevabı yok. Ne var? Çok kusura bakmayın, AK Parti masalları var.

Sanayi politikası şeffaf olmalı. Dünya karbon nötr hedeflerini, yeşil mutabakatı, yapay zekâyı, kuantumu, çip üretimini konuşuyor. Biz ne konuşuyoruz? Bu bütçeyle Türkiye yüksek teknoloji ligine çıkamaz. Bu bütçe ancak günü kurtaran rakamlarla makyaj yapılmış bir tablo sunar.

Size tavsiyem, bir: cari transfer ve program dışı giderlerden gerçek bir tasarruf yapın. İki: KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştıracak şeffaf kredi garanti mekanizmalarını işletin. Üç: Teknoparkları rant kapısı olmaktan çıkarın, gerçekten girişimciyi önceleyin. Dört: AR-GE fonlarının dağıtımında siyasi bağımlılık değil bilimsel kriterler esas alın.

Türk sanayicisi akıllıdır, çalışkandır. Türk mühendisi, Türk işçisi dünyada rekabet edecek yetenektedir. Onların önünde set çeken her şey hesapsız, kitapsız, partizanca hazırlanmamalıdır. Bu milletin vergisi yandaş şirketlerin bilançolarını büyütmek, bazı çevrelerin lüksünü finanse etmek, şeffaf olmayan fonların kasasını doldurmak için değil; Türk sanayisini, Türk teknolojisini, Türk gencinin hayallerini büyütmek için kullanılmalıdır.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın bütçesi bu haliyle ne milli üretimi güçlendirir, ne yüksek teknolojide Türkiye’yi ileri taşır. Biz İYİ Parti olarak bu nedenle itiraz ediyoruz. Bu nedenle diyoruz ki, Türk sanayisi Türk milletinin alın teridir.”

(YUSUF SONKURT)
Paylaş