Henüz 12 yaşındayken meslek yolculuğuna başlayan Azmi Kenan Dikmen'in, ilkokul yıllarında Samsun Ladik Öğretmen Okulu sınavını kazanmasına rağmen, onun tercihi çıraklık oldu. Semerci çıraklığını tercih ettiği için pişmanlık duymadığını anlatan Dikmen, "Öğretmen okuluna girecektim. O sırada ustam bir marangoz arıyordu. Beni tavsiye ettiler. İki gün çalıştım, işimi beğendi. 'Gel çırak ol' dedi. Ben de 'öğretmen okuluna gideceğim' dedim. O ise, 'bu mesleği öğren, öğretmen maaşından ne olur? Ben cumhurbaşkanı maaşı kazanıyorum' deyince, babamın da desteğiyle semerciliğe başladım. Kısa sürede yeteneğim ve ustamın ustalığıyla bu işi öğrendim. Usta iyi olursa çırak da iyi yetişir. Ben de 2 yıl süren çıraklığın ardından 14 yaşında kendi dükkanımı açtım. Genç yaşında başlayan bu yolculukta hiç pişman olmadım. Pişman değilim. Çünkü bu zanaattan para kazandık, 3 çocuk yetiştirdim" dedi.
Yol ve ulaşımın gelişmesiyle mesleğin de sonunun geldiğini ifade
eden Dikmen, "Mesleğe başladığım yıllarda semercilik gözde
mesleklerden biriydi. Yol ve araçların gelişmediği yıllarda, köy
hayatının temel yük taşıyıcıları atlar ve katırlardı. Ancak
ulaşım imkanlarının gelişmesiyle birlikte, mesleğin sonu da
yaklaşmaya başladı. Eskiden her kapıda bir hayvan vardı. Yol
olmadığından herkes yükünü hayvanla taşırdı. Ama şimdi yollar
yapıldı, araçlar çoğaldı. At, katır kalmayınca semercilik de
bitti.
Bugün artık yılda sadece birkaç sipariş üzerine semer yapıp
tamirat yapıyorum. Ben de emekli oldum. Tanıyan bilenler için
yılda bir iki semer yapıyorum, hepsi bu kadar" diye konuştu.
İyi bir semerin nasıl olması gerektiğini anlatırken, mesleğinin inceliklerini kaydeden Dikmen, "Semer içi, göl kenarlarında yetişen hasır otundan yapılır. Ağacı gürgen olur. Deri tabakalar kullanılırdı. Ancak şimdi ne ot biçen kaldı, ne deri tabakacı. Hepsi birbirine bağlı üretimlerdi. Malzeme üretimi bitince semercilik de bitti. Semer sadece bir yük taşıma aracı değil, aynı zamanda hayvanın sağlığını ve dengesini doğrudan etkileyen önemli bir zanaat ürünü. Yanlış yapılmış bir semerin, hayvanın sırtına ve beline ciddi zararlar verebilir. İyi bir semer ustasının imzasını taşır" bilgisini paylaştı.
Meslekteki başarısının sırrını dürüstlük anlayışına bağlayan Dikmen, "Hangi işi yaparsan yap, dürüst yapacaksın. Malzemeden çalmayacaksın, müşteriyi kandırmayacaksın. Benim yaptığım semer 10 yıl dayanıyordu. Başkaları 2-3 yılda yıpranacak semer yapıyordu. Ama müşteri yine gelip beni buluyordu. Dürüstlük kazanır. Zanaat kültürünün en önemli değerlerinden biri olan ahilik geleneğine bağlı kalarak çalıştım. Ticaretin de temelinde dürüstlük var. Devletin bile memurları dürüst çalışırsa devlet kazanır, halkı zengin olur. Esnafı, zanaatkarı dürüst olursa devleti kazanır. Semercilik de yapsan devletini, milletini düşünen dürüst olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Bugün artık semercilik mesleğini sürdüren kimse kalmadığını hüzünle dile getiren Giresun'un son semercisi Dikmen, "Yetiştirdiğim ustalar da mesleği bıraktı. Başka mesleklere yöneldiler ya da gurbete gittiler. Eskiden çıraklar yetişirdi. Bizim meslek zamana yenik düştü ama hala ihtiyaç duyulan mesleklerde de çırak bulunmuyor. Gençler masa başı iş istiyor, kimse zanaat öğrenmek istemiyor" şeklinde konuştu.
(İHA)