Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkemizde intihar edenlerin büyük çoğunluğunu erkekler oluşturuyor. 2023 yılı TÜİK verileri, intihar sonucu hayatını kaybedenlerin yaklaşık %75'inin erkek olduğunu gösteriyor. Özellikle 25-44 ve 45-64 yaş aralığındaki erkeklerde bu oran daha da belirginleşiyor. Konu ile ilgili olarak konuşan psikiyatri uzmanları konunun toplum olarak derhal üzerinde durulması gereken acil bir sorun olduğu uyarısında bulunuyor.
"Erkek Adam Ağlamaz" Klişesi ve Yükleri
Hem ülkemizde hem de tüm dünyada erkeklere yönelik olarak “sürekli güçlü olması”, “duygularını belli etmemesi” gibi baskılar hâlâ devam ederken; bu türden klişelerin erkeklerin yaşadıkları zorluklar karşısında yardım istemelerinin önündeki en büyük engel olduğu düşünülüyor. Depresyon, anksiyete ve stres gibi zihin sağlığı sorunlarının erken teşhis ve tedavisi de bu nedenler yüzünden gecikiyor ya da hiç yapılamıyor.
Erkekler genellikle fiziksel rahatsızlıkları için doktora gitmekte daha istekliyken, zihin sağlığı konularında çekingen kalıyor. Bu durum, sorunların kronikleşmesine ve daha ağır sonuçlara yol açabiliyor. Alkol ve madde bağımlılığı gibi davranışlar da bazen temel zihin sağlığı sorunlarının birer göstergesi olarak ortaya çıkabiliyor.
Çözüm Yolları: Farkındalık ve Destek Mekanizmaları
Erkeklerin zihin sağlığı krizinin üstesinden gelmek için Türkiye'de kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaç duyuluyor. Atılması gereken adımlar şöyle sıralanabilir:
Farkındalık Kampanyaları: Erkeklerin zihin sağlığı sorunlarının normalleştirilmesi ve yardım aramanın bir güç göstergesi olduğu yönünde mesajlar veren ulusal çapta kampanyalar hayata geçirilmeli. Özellikle "Babalar Günü" gibi özel günlerde bu konulara dikkat çekilebilir.
Erişilebilir Destek Hizmetleri: Erkeklerin kolayca ulaşabileceği, gizlilik ve güvenliğin ön planda olduğu terapi ve danışmanlık hizmetleri yaygınlaştırılmalı. Devlet hastaneleri ve özel kuruluşlar bünyesinde zihin sağlığı polikliniklerine erişim kolaylaştırılmalı, online danışmanlık hizmetleri teşvik edilmeli.
İşyerinde ve Toplumda Destekleyici Ortamlar: İşyerleri, erkeklerin zihin sağlığı sorunlarını açıkça konuşabileceği, damgalanma korkusu olmadan destek arayabileceği ortamlar yaratmalı. Kurumsal zihin sağlığı eğitimleri ve çalışan destek programları yaygınlaştırılmalı.
Eğitim ve Geleneksel Erkeklik Anlayışının Dönüşümü: Eğitim müfredatlarına zihin sağlığı konularının entegre edilmesi ve erkek çocuklarına küçük yaşlardan itibaren duygularını ifade etme ve yardım isteme becerilerinin kazandırılması uzun vadede önemli bir dönüşüm sağlayabilir. Ailelerin bu konudaki farkındalığı artırılmalı.
Erkeklerin yaşadığı bu sessiz kriz, sadece bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda toplumsal bir sorundur. Türkiye olarak, bu krizin üstesinden gelmek için her bir bireyin, kurumun ve devletin ortak çabası hayati önem taşıyor. Unutmayalım ki, sağlıklı bireyler, sağlıklı bir toplumun temelini oluşturur.
Yazının metninde yapay zeka tarafından toparlanan verilerden faydalanılmış; görsel yapay zeka kullanılarak oluşturulmuştur.
(HABER MERKEZİ)