yandexmetrikacounter
"Kaza değil cinayet, kader değil kapitalizm | Çanakkale Olay

"Kaza değil cinayet, kader değil kapitalizm"

Emek Partisi İl Örgütü'nden yapılan açıklamada, Manisa'da gerçekleşen faciaya değinildi. Yapılan açıklamada, "İnsan hayatını hiçe sayan taşımacılıkta ısrar edenler ve bunlara göz yuman kamu görevlileri hakkında ağır cezai yaptırımlar getirilmelidir" dendi.

821

 Emek Partisi Çanakkale İl Örgütü’nden yapılan açıklamada, Manisa’da gerçekleşen ve 15 tarım işçisinin hayatını kaybettiği faciaya değinildi. Sorumluların yargılanması ve tarım işçilerinin çalışma koşulları ile ilgili yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine değinilen açıklamada; “Manisa’da asma yaprağı toplamaya giden tarım işçilerini taşıyan kamyonetin tanker ile çarpışması sonucu 13’ü kadın 15 tarım işçisi hayatını yitirdi. Can veren tarım işçilerinden Nesrin Aydın 3 aylık hamileydi. Tarım sektöründe sıklıkla yaşanan ve ‘kaza’ adı verilen cinayetlerde yaşamını kaybedenlerin büyük bölümü kadın işçiler oluyor. Çünkü tarım ve hayvancılığın bitirildiği, işsizliğin kol gezdiği memlekette kadınlar, üretken etkinliklerinden koparılıp mevsimlik tarım işçisi olarak başkasının toprağında ücretli çalışmak zorunda kalıyor. Ataerkil ilişkilere dayanan dayıbaşı sisteminde sömürünün en ağırı kadınlar üzerinden gerçekleşiyor. Kadınlar sabahtan akşama kadar, iş güvenliğinden yoksun, sefalet ücretleriyle, kölelik şartlarında çalışmak durumunda bırakılıyor” denildi. 

 
“Hükümet bugüne kadar hiçbir adım atmadı”
“Manisa’da yaşanan bu katliamı yetkililer alelade bir trafik kazası gibi ele alarak sorumluluklarını gizlemeye çalışıyor” denilen açıklamada; “Tıpkı daha önce Yalvaç’ta, Ceyhan’da vb. yaptıkları gibi. Tarım işçileri, sırf daha fazla kar elde etmek ve maliyetten kısmak adına balık istifi dolduruldukları, kamyon, traktör gibi insan taşımacılığına uygun olmayan araçlarla taşınıyor. İşçilerin geçim sıkıntısı nedeni ile kabullenmek durumunda kaldığı taşıma ve çalışma koşullarına göz yuman, denetimde bulunmayan Valilik ve diğer kamu görevlileri yaşanan katliamdaki sorumlulukları ve kusurları nedeni ile cezalandırılmalıdır. Soma’dan, Ermenek’ten sonra Yalvaç’ta, şimdi de Manisa’da yaşanan işçi katliamları, çalışma yaşamında hiçbir şeyin değişmediğini, işçi hayatının hiçe sayılmaya devam ettiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Oturdukları görkemli sarayları, lüks araçları, şatafatlı yaşamlarını ülkenin itibarı olarak savunan AKP iktidarı, sermayenin daha fazla kar etmesi için alınmayan tedbirler nedeni ile işçilerin yaşamını yitirmesini ise ‘Bu işin fıtratında var’ diye açıklıyor. Acilen, tarım işçilerinin can güvenliğini sağlayacak önlemlerin alınması gerektiği ortada iken, hükümet, bugüne kadar hiçbir adım atmamıştır. İş kazaları sonucu ölümler, kaçınılmaz değildir, kader değildir. Bir kez daha benzer katliamların yaşanmaması için, işçilerin kamyon, traktör gibi insan taşımacılığına uygun olmayan araçlarla nakledilmesini kesin olarak ortadan kaldıracak gerekli tedbirler alınmalıdır. İnsan hayatını hiçe sayan taşımacılıkta ısrar edenler ve bunlara göz yuman kamu görevlileri hakkında ağır cezai yaptırımlar getirilmelidir” dendi. 
 
“Sorumlulardan hesap sorulsun”
Açıklama; “Tarım işçilerini İş Kanunu’nun, emeklilik ve sağlık güvencesinin dışında tutan kanuni düzenlemeler kaldırılmalı; tarım işçilerinin insanca bir yaşam, barınma, taşıma; insanca bir yaşama yetecek ücret koşullarına kavuşmasını sağlayacak gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerin uygulanması ve benzer katliamların son bulması için artık bir zorunluluk haline gelmiş olan tüm tarım işçilerini bir çatı altında toplayacak sendikal bir yapılanma kurulmasında işçi kardeşlerimiz görev ve sorumluluk almalıdır. Tüm iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilerken; tüm tarım işçilerinin örgütlü bir güce kavuştuğu, çalışma ve yaşam koşullarının insanca düzeye geldiği ve kazaların yaşanmadığı günlere kavuşabilmek için tüm duyarlı kamuoyunu tarım işçilerine destek olmaya ve sorumlulardan hesap sormaya çağırıyoruz” ifadeleri ile son buldu. 
(Haber Merkezi)
Paylaş