SBÜ Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Hacer Ceylan Çimendağ, kuduz hastalığına karşı toplumun farkındalığını artırmak amacıyla önemli uyarılarda bulundu. Kuduzun hem insanları hem de hayvanları etkileyen, merkezi sinir sistemini hedef alan ve tedavi edilmediğinde ölümcül seyreden viral bir hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Çimendağ, "Bu tehlikeli hastalık doğru ve zamanında alınan önlemlerle tamamen engellenebilir" dedi.
Kuduz virüsünün genellikle enfekte bir hayvanın tükürüğü yoluyla
bulaştığını belirten Dr. Çimendağ, en yaygın bulaşma yolunun
ısırılma olduğunu ifade etti. Tırmalama veya açık yara, çizik,
göz, ağız ya da burun gibi mukozalara tükürük temasıyla da
hastalığın bulaşabileceğini söyledi. Belirtilerin genellikle
virüs vücuda girdikten 1 ila 3 ay sonra ortaya çıktığını, ancak
bu sürenin birkaç gün ile birkaç yıl arasında değişebileceğini
aktaran Çimendağ, "Erken dönemde hastalık grip benzeri halsizlik,
ateş, baş ağrısı, iştahsızlık gibi belirsiz belirtilerle kendini
gösterir. En dikkat çekici ve erken uyarıcı belirti ise ısırılan
bölgede ağrı, kaşıntı, karıncalanma veya uyuşmadır" dedi.
Hastalığın ilerleyen evresinde sinir sisteminin etkilendiğini,
anksiyete, halüsinasyon, ani öfke ve saldırganlık gibi nörolojik
belirtilerin ortaya çıktığını belirten Dr. Çimendağ, "Yutma
güçlüğü, su korkusu (hidrofobi), ışık hassasiyeti (fotofobi) ve
kas spazmları da görülen diğer semptomlardır. Kuduz belirtileri
başladıktan sonra tedavisi mümkün değildir ve hastalık hızla
ilerleyerek koma ve ölümle sonuçlanır" ifadelerini kullandı.
Kuduz şüphesi olan hayvanla temas halinde atılması gereken ilk
adımları açıklayan Dr. Çimendağ, şu uyarılarda bulundu:
"Yarayı en az 15 dakika boyunca bol su ve sabunla yıkayın.
Mümkünse sabunlu suya ek olarak alkol veya povidon-iyot gibi bir
antiseptik solüsyon kullanın. Yarayı kapatmayın, hava ile temas
etmesini sağlayın ve en yakın sağlık kuruluşuna vakit kaybetmeden
başvurun. Bu basit adımlar virüsün vücuda yayılmasını önlemek
veya geciktirmek açısından kritik öneme sahiptir."
Aşı ve immünglobulin uygulamasının belirtiler başlamadan yapılması gerektiğini vurgulayan Çimendağ, "Bu uygulamalar doğru zamanda yapıldığında yüzde 100 koruyucudur ve tek etkili yöntemdir" dedi.
Türkiye’de kuduz vakalarının en çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde görüldüğünü kaydeden Çimendağ, "Kuduz pozitif örneklerin yüzde 97,87’si evcil hayvanlara ait. Köpekler yüzde 35,3, sığırlar yüzde 52,6 ve kediler yüzde 5,03 oranında vakalara kaynaklık ediyor. Yabani hayvanlar ise sadece yüzde 2,13’lük bir paya sahip. Evcil hayvanların düzenli aşılanması, kuduzun insanlara bulaşmasını önlemede en önemli adımdır" şeklinde konuştu.
Hastalığın önlenebilir olduğunu vurgulayan Dr. Çimendağ, "Evcil hayvanlarınızı düzenli olarak aşılatın, yabani hayvanlarla temastan kaçının, kuduz şüphesi olan hayvanları yetkililere bildirin. Kuduz hakkında bilgi sahibi olun ve çevrenizi de bilinçlendirin. Unutmayın, kuduzdan korunmak tedaviden daha önemlidir. Hayvan teması sonrası hızlı ve doğru tıbbi müdahale hayati önem taşır" diyerek sözlerini tamamladı.
(İHA)