sermet@canakkaleolay.com
Organizasyon önemli bir üretim sürecidir, basite alınamaz, oldubittiye getirilemez. Başarılı bir organizasyon için önce amaçlarınızı net olarak belirlemelisiniz, sonrasında bu amacınıza ulaşacak yöntemler, bu yöntemlerinizin altını dolduracak araçlar. ‘Başarı ayrıntılarda gizlidir’ gerçeğini belki en iyi olarak organizasyonlarda kullanılacak yöntem ve araçlar ilişkisinde görebilirsiniz. Bu bağlamda kentimizde, son günlerde yapılan organizasyonlara şöyle bir bakalım...
Çanakkale’de yapılan AKP iftarlarında hep kargaşalar oluştu bu yıl.
İftar için hazırlanan yemekler yetmedi, gerçekten iftar için gelen vatandaş iftarını peynir ekmek ile açmak zorunda kaldı.
Bu bir organizasyon bozukluğudur.
Her ne kadar AKP’li belediyelerin 70 bin kişiye varan kalabalıklara evet iftarları düzenlemesine rağmen buradaki esas sorun; amaç ile yöntemselliğin uygun olmamasıdır.
‘Evet’ propagandası için iftar yemeği yapmak doğru bir yöntem değildir.
İnsanların dini duygularını istismar temelinde siyaset yapılamaz.
Böyle olunca iftar, iftar olmaktan çıkar, bu tip organizasyonlar da kargaşaya dönüşür.
70 bin kişilik iftarlarda da böyle olmuştur.
Nasıl finanse edildiği, hangi ilişkiler sonrasında gelişen kaynaklar ile yapıldığı belli olmayan bu iftarlar, masumluğunu yitirmiştir.
‘Hayır’ ‘Mitingi’…
Organizasyon konusunda bir yöntem sorunu yaşandı.
Organizasyon amaçları itibarıyla gerekli, fakat biçimsel sonuçlarının algılanması noktasında zaaflar yaratabilecek bir formatta idi.
Zaten yapılan eylem, miting olmamasına rağmen miting olarak adlandırılınca beklentilerde çoğaldı.
Yöntem konusunda bir kavramsal karışıklık yaratılınca değişik algıların oluşmasına yol açsa da organizasyon amaçlarına ulaştı.
Her şeyden önemlisi mücadele ve mücadele için birlik konusunda atılan ileri bir adımdı.
Etkinlik sonrasında yapmış olduğum gözlem ve görüşmelere bağlı olarak bir görüşümde değişiklik oldu.
CHP bu etkinliğe katılarak, popülizm kaygısı taşımadığını, nerede mücadele noktasında bir alan var ise orada yer alması gerektiğini göstermiştir.
Bu CHP açısından ileri bir gelişmedir, CHP il Örgütünü kutlarım.
CHP’nin son bir hafta içersinde ‘HAYIR’ kampanyasında iyi işler yapacağını düşünüyorum.
Bence etkinliğin yıldızı Halkevi katılımcıları oldu.
‘Hayır’ kampanyası sırasında baskı görüp, engellenen Halkevi mensupları, böylece iyi bir cevap verdiler, kararlı duruşlarını sergilediler, diğer katılımcılarında takdirlerini kazandılar.
1 Eylül Dünya Barış Günü
1 Eylül öncesi yazmış olduğum bir yazıda Barışın Kentinde barış gününün unutulduğunu belirtmiştim .
Klasik olarak bir iki mesaj ve İHD tarafından yapılan bir etkinlik dışında Barışın Kenti sessiz kaldı..
İHD, son yıllarda klasikleştirdiği barış mektubu şişesinin Ege Denizi’ne bırakılması eylemi ile Barış kavramı konusunu kısırlaştırmaktadır.
Özellik ile Adalarımızda yaşayan Rum vatandaşlarımızın haklarına sahip çıkarak onun üzerinden bir Barış vurgusu konusunu sürekli bir tarza dönüştürmek, insan hakları noktasında vazgeçilmez bir kavram olan Barış’ı kısırlaştırır.
Bu aşamada da yine bir organizasyon sorunu ile karşılaşmaktayız.
İnsan hakları savunucuları olarak Barış kavramı çok geniş bir perspektif ile ele alınmalı, temelinde demokrasi ve özgürlüklerin olduğu, insanların dinleri, dilleri, milliyetleri nedeniyle ötekileştirilmediği, baskı görmediği, yok sayılmadığı, emperyalizmin insanlık düşmanı, kendi çıkarları için dünyanın dört bir yanında sebep olduğu çocuk, yaşlı demeden binlerce insanın ölümüne yol açan savaşlara karşı mücadelenin esas olacağı bir talepler zinciri bazında geliştirilecek formatlardaki barış mücadelesi için, şimdi daha çok yoğunlaşma zamanıdır.