olucak@gmail.com
Medya ve sosyal medyanın vazgeçilmez konuları arasında yer almaya ve yeri her geçen gün artırmaya başlayan yapay zekâ (YZ) ya da Artificial Intelligence, (AI) konusu hepimizi cazibesine kaptırmış görünüyor. YZ, adeta hep beklediğimiz, bütün dertlerimize deva olacak bir kurtarıcı gibi hayatımıza cüretkârca giriverdi.
YZ sadece dünyada değil ülkemizde de geleneklerimize uygun olarak büyük bir misafirperverlik ve hayranlıkla karşılanıyor. Bundan sonra çözülemeyecek problem kalmayacak, her iş daha kolay ve daha hızlı olacak, yaşasın YZ ile gelen yeni hayat. Buna benzer bir yaklaşım ile kararlarımızı bizim yerimize veren, bize hep nazik cümlelerle karşılık verip kararlarımızı onaylayan bir YZ’yı kucaklamak ne kadar kolay geliyor değil mi?
Türk Dil Kurumu zekâ kelimesini, “ insanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik (hızlı kavrama, uyanık olma) feraset (sezgi, anlama, öngörü)” olarak tanımlıyor. Yine Türk Dil Kurumu tanımına göre; Yapay zekâ, insan beynini, düşünce yapısını, öğrenme, karar verme gibi yeteneklerini taklit ederek makineler üzerinde modellemeyi sağlıyor.
Dolayısıyla üst cümlede verilen ve insana ait özellikler olarak tanımlanan zekâ ve zeki olma durumlarını YZ’ya devrederek bu sıkıntılardan kurtulmuş oluyoruz derken; insani özelliklerimizden sezgi, anlama, öngörü ile hızlı kavrama ve uyanıklıktan uzaklaştığımızın altını çizmekte yarar var. Bu özellikler YZ’da bulunmuyor, demek ki, sanıldığı kadar zeki değil ve bizler bütün kararlarımızı ona bırakırsak hata yapma olasılığımız yükselebiliyor. Ayrıca YZ uyanık olmadığına göre, onun yerine bizlerin uyanık olup, aldığımız cevaplar ile objektif bir biçimde düşünerek, en doğru sonuçlara ulaşabilmemiz gerekiyor. Bunu yapabilmek ve YZ ekseninden çıkabilmek o kadar kolay görünmüyor. Çünkü YZ kullanımı internetin kullanımından çok daha hızlı ilerliyor hatta öngörülerden de hızlı bir biçimde yaygınlaşıyor. Bu öylesine hızlı bir gelişme ki, YZ şirketleri rekabet edebilmek adına sabah 9’dan akşam 9’a ve haftada 6 gün, “996” olarak kodlanan şartlarda, hem şirket hem de ev olarak kullanılan mekânlarda, yüz yüze çalışıyor. Bazı şirketler ise iş ilanlarında haftada 7 gün çalışacak ve işe bağımlı eleman aradıklarını duyurmakta sakınca görmüyor. Rekabet çok yüksek ve tahminen üç yıl içindeki gelişmelerden pazar payını alabilmek için büyük bir yarış halindeler. Adeta rakamlar havada uçuşuyor.
Sosyal medya kullanımı inişte
Örneğin, büyük teknoloji gruplarının bu yıl içinde yapay zekâ yatırımlarına 100 milyarlarca dolar yatırım yapacağı tahmin ediliyor. YZ’nın 10 yıl içinde Türkiye ekonomisine 100 milyar dolara yakın bir katkı sunabileceği beklentisinden söz ediliyor. Yeni üretim ve eğitim olanaklarıyla ekonomiye yararlı olacağına dair öngörüler de var. Bununla birlikte YZ ile sosyal medya kullanımı arasında ters bir orantı olduğu, sosyal medya kullanıcılarının azaldığı, buna karşın YZ kullanıcı sayılarının yükselişte olduğu belirtiliyor. Kullanıcıların başlangıçtaki sosyal amaçlar yerine bilinçsizce sosyal medyada gezindikleri de yeni sunulan bilgiler arasında. Arkadaşlık sohbetleri ve paylaşımları YZ ile yer değiştirmişe benziyor.
Öte yandan ülkeler YZ’yı çeşitli ihtiyaçlara göre, dijital asistanlar benzeri gibi kullanabiliyor. Türkiye’de ise YZ’ya daha çok farklı dillerdeki sorunları çözmek ya da yazılım önerileri için başvurulduğu belirtiliyor. Dolayısıyla YZ çeşitli meslek sahipleri tarafından yardımcı olarak görülmeye başlandı. Öğretmenlerden yazılımcılara, tasarımcılardan yazarlara, hukukçulardan, müşteri temsilcilerine kadar her meslekten çalışanlar teknolojinin bu yeni kurtarıcısını kucaklamış gibi görünüyor. Tıp doktorları da YZ kullanıcıları arasında başta gelmekle birlikte bu durumun sakıncalı olabileceği de öngörülüyor. Zira YZ ile tanılar daha hızlı olabilirken doktorların sahip oldukları becerilerin azalması tehlikesi araştırılıyor.
YZ eğitim kurallarını ve içeriklerini de ciddi oranda değiştirmeye başladı. Öyle ki bir taraftan ülkemiz üniversite ders planlarına YZ dersleri eklenirken, diğer yandan eğitmenlerin de YZ eğitimlerine katılmasına dair yeni kararlar alınıyor. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Veri Analizi Okulu ile Türkiye’nin dijital geleceğini inşa edecek insan kaynağını yetiştirmenin amaçlandığını ve dijital okuryazarlık düzeyinin yükseltileceğini, en yüksek başvurunun 87 bin 275 kişi tarafından Yapay Zekâ programına yapıldığını açıkladı. (08.10.2025)
Bütün bu gelişmelere rağmen YZ için endişeli olan ve gelecekteki olası tehlikelere karşı uyarıda bulunan kişi ve gruplar da bulunuyor. “YZ Kırmızı Çizgileri İçin Küresel Çağrı” adıyla yayımlanan bildiri bu sakıncalara işaret ederek, YZ’nın sınırlandırılması gerektiğini, aksi halde insanlığa büyük tehdit oluşturacağını vurguluyor.
Sonuç olarak, YZ bir sohbet robotu, kendi kimliğinizden ve insani yeteneklerinizden vaz geçmeksizin kimler ile ne konuda, nasıl sohbet ettiğinize dikkat etme kuralları aynen bu yeni sırdaşınız için de geçerliliğini korumaya devam edecek.