Her kanser türünde olduğu gibi mide ve bağırsak kanserlerinde de
erken tanı büyük önem taşıyor. BHT Clinic İstanbul Tema
Hastanesi'nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Selim Sarı,
kromoendoskopi yönteminin mide ve bağırsak kanserlerinde erken
tanı üzerindeki başarısına değindi.
Kanserli
hücreleri yakalama oranı daha yüksek
"Toplumumuz kanserde erken tanının önemi konusunda oldukça
bilinçlenmiş durumda. Erken yakaladığınız zaman hastanın hem
ameliyatı kolay oluyor hem de tedavi sonrası yaşam süresi daha
uzun oluyor" diyen Prof. Dr. Sarı, boyama tekniğini ise şöyle
anlattı:
"Biz endoskopi yaparken, hem gastroskopi hem kolonoskopi
yapıyoruz. Mide ve kalın bağırsak mukozasını özel boyalarla
boyuyoruz. Bu işlem, normal mukoza ile kanserli hücre arasındaki
farkı belirgin hale getiriyor. Çünkü endoskopide temel olan
cerrahın ya da endoskopi yapan endoskopistin mukozayı çok iyi
araştırması, ayrıntılı muayene etmesi, farklı olan bölgeleri
yakalaması ve oradan biyopsi almasıdır. Ancak normal ışıklı
endoskopilerle bunu yakalamak her zaman mümkün olmuyor. Bunu
ancak kromoendoskopi dediğimiz boyama tekniği ile yakalamak
mümkün hale geliyor. Endoskopik işlem sırasında boyayla mukozayı
boyuyoruz. Burada kanserli ya da kanser öncesi hücreler,
verdiğimiz bu boyayı az yakalıyor. Ardından aynı mukozayı yıkayıp
tekrar bakıyoruz fakat bu tür kanserli hücreler yakalamış olduğu
boyayı bırakmıyor. Mukoza eski pembe kırmızı halini alırken
kanser hücreleri az da olsa tutmuş olduğu boyayı bırakmıyor. Bu
farklı noktalardan biyopsi alıyoruz ve hastalığı erken
yakalıyoruz."
Erken teşhis
oranı yüzde 1-2
"Kendi ünitemizde yaptığımız yaklaşık 25 bin vakayı kapsayan bir
çalışmada sadece 61 olguda erken mide kanseri yakalamışız. Bizim
gibi Türkiye ve diğer batılı ülkelerde mide kanserini erken
yakalama oranı ne yazık ki yüzde 1-2 düzeyinde" diyen Prof. Dr.
Yavuz Selim Sarı, Japonya'yı örnek vererek bu oranın Japonya'da
yüzde 95-98 oranında olduğunu ifade etti.
Kilo kaybı ve
karın ağrısı belirtiler arasında
Erken teşhis konusunda sağlıkçılara ve hekimlere sorumluluk
düştüğünü belirten Sarı, "Bunun için risk grubundaki hastaları
belirlememiz gerekiyor. Genetik yatkınlığı olan, birinci
derecedeki akrabaları mide, kolon kanserleri olanlar risk
grubunda. 50-60 yaşın üstünde olanlar, daha önce kolonoskopi
yaptırmış olan ve polip bulunmuş hastalar, midede helikobakter
pilori nedeniyle enfeksiyon geçirip tedavi olmuş insanlar, sigara
içenler, kronik alkol tüketimi ve şişmanlık sorunu olanlar risk
grubunda. Risk grubundaki hastalara, sebebi bilinmeyen kilo kaybı
yaşayanlara, açıklanamayan karın ağrıları olanlara mutlaka boyama
endoskopileri yapılması ve farklı hücrelerin yakalanıp oradan
biyopsi alınması gerekiyor" şeklinde konuştu.