Acıbadem Kent Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Yusuf
Serdar Sakin, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla
ortaya çıkan, mide yanması, göğüs ağrısı, boğaz tahrişi ve
öksürük gibi şikayetlere yol açan reflü hastalığının ameliyatsız
tedavisi hakkında bilgi verdi. Reflü tanısı koydukları
hastalardan öncelikle yaşam tarzı değişikliğine gitmelerini ve
reflüyü artıran yiyeceklerden uzak durmalarını istediklerini
belirten Prof. Dr. Sakin, bu değişikliklere rağmen şikayetler
geçmediğinde ilaç tedavisi planladıklarını kaydetti. İlaç
tedavisi olarak proton pompa inhibitörleri başta olmak üzere
birçok ilaç tedavisinin uygulandığını, ancak bazı hastaların
bundan yarar görmediğini belirten Prof. Dr. Sakin, şöyle konuştu:
"Bazı hastalarda da uzun dönem ilaç kullanımı emilim bozukluğu,
kemik erimesi ve zatürre gibi birçok hastalığa sebep olmaktadır.
Bu nedenle her gün olacak şekilde uzun dönem ilaç tedavisi
kullanımı önerilmemektedir. Gerek ilaç tedavisinden fayda
görmeyen, gerekse sürekli ilaç kullanması gereken hastalara
eskiden cerrahi olarak bu kapağın tamiri önerilmekteydi. İlk
aşama yaşam tarzı değişikliği, ilaç tedavisi, ikinci aşama ise
cerrahi yöntemle kapağın tamir edilmesiydi. Ancak, günümüzde bu
sıralamada cerrahiden önce artık ameliyatsız tedavi olan
endoskopik reflü tedavisi geliyor. Bu tedavi endoskopik olarak
yemek borusu ve mide arasındaki kapağı midenin içinden dikiş
atarak daraltma yoluyla reflüyü azaltma esasına dayanmaktadır. Bu
yöntemde ağız yoluyla girilerek midenin içinden yemek borusu ile
mide arasındaki gevşek kapak bölgesine dikiş atılıyor. Böylece
kapak daraltılarak mide asidinin yemek borusuna kaçışı
engelleniyor. Bu tedavi sonrası yiyeceklerin ve asidin yemek
borusunu tahrişi ortadan kalktığı için hem hastanın şikayeti
geçiyor hem de ilaç kullanma ihtiyacı ortadan kalkıyor."
Öte yandan Prof. Dr. Sakin, Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve
İlaç Dairesi (FDA) onaylı olan yöntemin, yüzde 90'a varan başarı
oranı ile ciddi yan etkilere yol açmadan güvenle
uygulanabildiğini kaydetti. Sakin, bu işlem sonrasında hastaların
genelde 6 saat sonra, en geç bir gün sonra tekrar normal
yaşantılarına dönebildiğini söyledi.