Uzm. Dr. Doğaç Uğurcan, kenelerin tamamının virüs taşıyıcısı olmadığını ancak riskin ciddiyetine dikkat çekerek, "Her kene KKKA virüsünü taşımaz ama bu, tedbiri elden bırakmamız anlamına gelmez. Bu hastalık, yüksek ateş ve iç kanamayla seyreden, zamanında müdahale edilmezse ölümle sonuçlanabilen ciddi bir enfeksiyondur" dedi. KKKA virüsünün Türkiye'de ilk kez 2000'li yıllarda görülmeye başladığını hatırlatan Uzm. Dr. Doğaç Uğurcan, "Başlangıçta yılda yaklaşık 2 bin vaka görülüyordu. Sağlık Bakanlığı'nın 2017 verilerine göre bu sayı 200-300'e kadar düştü. Ancak hala riskli bölgelerde vaka görülüyor. Özellikle Kastamonu, Sivas, Erzurum gibi Kuzey Anadolu illerinde daha sık rastlanıyor" bilgisini paylaştı.
Paylaşılan risk haritasında Konya'daki kene türlerinin genellikle hastalık taşıyıcısı olmadığını belirten Uzm. Dr. Doğaç Uğurcan, yine de tedbirin elden bırakılmaması gerektiğini ifade etti. Düzenli ilaçlama yapılan bölgelerde riskin daha az olacağını da hatırlatan Uzm. Dr. Doğaç Uğurcan, "Şehir içindeki park ve bahçeler düzenli ilaçlandığı için risk daha az. Ancak ormanlık ve sulak alanlarda risk artıyor. Ayrıca seyahatle başka bölgelerden kene getirme ihtimali de unutulmamalı. Bunun için seyahat dönüşlerinde kıyafetler, araba ve valizler kontrol edilmeli" diyerek uyarıda bulundu.
Uzm. Dr. Doğaç Uğurcan, hastalığın belirtilerini ise şöyle
sıraladı:
"Kene ısırığından sonra 2-3 gün içinde halsizlik, boğaz ağrısı,
kırgınlık gibi ağır grip belirtileri görülür. Ardından yüksek
ateş, burun ve diş eti kanamaları, idrarda ve dışkıda kan gibi
daha ciddi belirtiler ortaya çıkar; iç organlarda da kanamaya
neden olur. Ancak kene ısırığının bulunduğu bölgede şişme gibi
bir belirti olmadığı için ısırığı fark edemeyebilirsiniz; bu
nedenle kırsal alanlardan, park ya da bahçeden geldikten sonra
vücudu kontrol etmekte fayda var."
Kene ısırıklarında doğru müdahalenin önemine değinen Uzm. Dr.
Doğaç Uğurcan, ilk müdahaleyle ilgili ise şunları aktardı:
"Kenenin baş kısmı deri içerisinde kalmamalı. Yağ, kolonya gibi
maddelerle çıkarılmaya çalışılmamalı. Bu durumda en doğru yol,
acile gidip uzman yardımı almaktır. Hastanelerde bu işlem için
özel kene makasları kullanılmaktadır. Bu nedenle daha önceden bir
eğitim ya da kene çıkarma tecrübeniz yoksa en doğru yol,
hastanelere başvurmak."
KKKA'nın henüz bir aşısının olmadığını belirten Uzm. Dr. Doğaç Uğurcan, "Bu hastalıkta sadece tedavi edici ilaçlar var. Ancak bu ilaçlar bağışıklık kazandırmıyor. Bu nedenle erken tanı çok kritik. Isırık sonrası yüksek ateş, burun ve diş eti kanaması gibi belirtilerle karşılaşıldığında, geçmişte kene teması olmuşsa acil olarak hastaneye başvurulmalı" dedi.
Kene ısırığının hafife alınmaması gerektiğini belirterek, bu
hastalığın insandan insana da bulaşabileceğini vurgulayan Uzm.
Dr. Doğaç Uğurcan, solunum ve kan yoluyla bulaşan bu hastalığa
karşı tedbirli olunması gerektiğini belirtti. "Attığınız her
adımda kendinizi ve sevdiklerinizi korumak için tedbir şart"
diyen Uğurcan, kenelere karşı korunmak için de şu bilgileri
verdi:
"Kırsal alanlara gidildiğinde şort yerine uzun pantolon, tişört
yerine uzun kollu kıyafet tercih edilmeli. Kenelerin sevmediği ve
daha fark edilebilir olan açık renkli kıyafetler giyilmeli. Çorap
giyilmeli, pantolon paçaları çorap içine sokulmalı. Sinek kovucu
spreylerin çoğunda kenelerin sevmediği maddede bulunduğu için
sinek kovucular tercih edilebilir. Doğadan döndükten sonra,
kenelerin sevdiği alanlar olan vücut kıvrımları; boyun, kulak
arkası, koltuk altı, diz arkası gibi bölgeler mutlaka kontrol
edilmeli". Uğurcan son olarak, hayvanların KKKA hastalığı
kapmadığını belirterek yalnızca taşıyıcı konumda olabileceğini
aktardı; evcil hayvanların da eve dönüş sonrası kontrol edilmesi
konusunda uyarıda bulundu.